Israr etme Anne
İştahım yok, hiç acıkmadım
Orada bir çocuk ağlıyor
Sağır kulaklar, kör gözler
Masumiyetini çalıyor
Engel olamadım
Deniz kokun nemli sıcak
Ay ışığı gecelik teninde
Yıldızlar gökyüzü çıplak
Gecen göz bebeklerimde
Işıldar yakamoz yatak
Hapis olduğunu bilmeyen bir halka
Şiir değil masal okunur
Çok vahim bir kaderi vardır umursamazlığın
Işık mutlaka doğar ancak alışmıştır kölesi olan karanlığın
Üretmeden yaşamaya
Gardiyanı sırtında daha karanlık günlere taşımaya
Dağıldı vedaya gelenler
Bu nasıl korkunç bir sessizlik
Soğuk çok soğuk
Bir yığın toprak
Gökyüzü kurşunlanmış delik deşik
Karıncalar kış uykusunda
Hiç bir hayvan veya bitki dindar olmadığına göre
Sadece insanlara mahsus bir olgu kesin
Be hey insan
Hayvan kadar sevgin yok, bir bitki kadar faydan
Sen kötü değilde nesin
Doktor ben yeşili seviyorum
Tertemiz orman havasını
Hele yağmur yağınca toprağın kokusunu
Küçücük bir çiçeğin bağrından doğuşunu
Yüreğim yanıyor ormanları yaktıklarında
Kıyılara betondan ucubeler yaptıklarında
Bir şiir söyle
Bizi düşündürsün
Ağlatabilir'de
Ama mutlaka güldürsün
Bir şiir söyle
Bir Rum Türk'ü sever
Bir kedi köpeği
Bir gölge o anı
Bir dua belki günahı
Bir dil anlayınca dillik'ten çıkar
Renkleri tek bir renge çevirenler
Bilirsin kelebeğin ömrü bir kaç gün
Beni sevdiğini bilseydim
Kelebek olurdu ömrüm
Semada gözlerin iki yıldız
Begonvil açmış saçlarında
Anason kokuyor şarkımız
O tebessüm dudaklarında
Bakışların uçsuz bucaksız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!