Kutusunda Made in Cuba yazan
El işçiliğinin hat safhada olduğu topraklardan çıkan
Zararları haddinden fazla olan ama asla vazgeçilemeyen
Bir puro tanesiydin sen
Katelea…
Hayat bizi saklar mı dersin?
"kader.." denen o malûm kutuda..
Alnının açık denizlerine demir atar mı dudaklarım?
bir ağustos akşamı..
Senelerce kıyılarıma vuracaksın belki de,
Geçmişime bakıp da beni yargılama
Bakamayacağın kadar dar ve karanlık o koridorlar...
Ensemde soğuk bir rüzgâr
Yanımda sen…
Rahmet yağarken arındık geçmişlerimizden,
Ellerin bembeyazdı…
Şiiri yarı yolda bırakılmış
halüsinasyonlarla dolu emekleri hiçe sayılmış
mutsuz bir buz parçasının suya
dönüşmesindeki o ilkel güneş ışınlarının etkisi büyüktü..
Yüreğimin acımasız katili olan ellerin
Sonunu bilmediğim bir kuyu..
64 karesi de siyah olan satranç tahtası…
Karamsarlık abidesi beyaz bir ten.
Bayrakları yarıya çıkarılmış bilinmeyen ülkeler birliği.
Senin yakıcı bakışların,
Ve kaybolan
Yüreğimin zelzelesi ol Lilieth
Sallanan beşikteki bebek gibi büyüt aşkımı…
Ben yokken savur tohumlarını toprağıma
Vur bana haberim olmadan acıma durmadan kırbaçla
Sev beni
Damarlarıma aşıla aşkını
Sev ki nem kapmayayım
Rutubetli aşklardan
Öyle bir sevki yüksek tirajlı bir gazetenin hiç bakılmayan 3. sayfa haberi gibi
Sevgilim;
şimdi ben nasıl anlatsam yani
ustalık işidir bir fidanı işlemesi
usta kimdir neyin nesi
uzun uzadıya hatalar zincirinde
yanlış ata oynamış bir kumarbaz gibi
Hiç beklenmedik anlarda bastıran
yağmur damlası gibi düşüyordun aklıma,
öyle işte apansız bir şekilde.
Duygularımın ağır geldiği yürek terazisinde
koruyamazken kendimi,
bıraktım her şeyi oluruna.
Bir defneyaprağı sallanıyor daldan
ah latifesine yandığım kadın
dumanı tütüyor yokluğunun
mızıka sessiz
nerdesin?
Gönlümün yön tabelası
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!