İzmir’i düşlerken
latif yankılanır sesi.
ağzı var dili yok, siluetin;
yakamozların çavlanı yürür,
denizleri aşarak altın boynuzda
efsunlu bakar bir çift göz…
Anadolu’dan
Ege’ye vurulan mühür:
lüfer kokulu suya
körüklü çizme izleri düşer
istiklal için ölmeyi emreden
yüzyılın dehası Mustafa Kemal'in
Ne olurdu
sürgün kalsaydı ağaç,
ya da
kız kalsaydı kadın?
sürgün ince
kız narin
Nem;
her sabah gözlerde demlenir duygu
isterik titreme nöbetinde dönence,
ağır aksak
her karesi soluk tebessüm düşten öte gidemeyen
Susarım.!
susmazsam,
ikrarım yakar.
için için kendimi.
nusret kuşu her gece,
tüner pencereye.
Umudun yerinde,yokluğun gezer
Gurbet elde bayram hüznümü biler
Bülbül kafesinde ağlamaz neyler
Bayram bana zehir olur delikız.
Ne dostluklar biter ne de insanlık
Çise düştü
seher vakti,
ay ışığında saçını
ördüğüm gölgene
gamzendeki mahzende
sızıp kalan düşüm
kar toplayan mevsimlerden geliyorum
farklı coğrafyalardan
bezgin bir geçmişin izi var genlerimizde
susmaları kıran türkülerle avunduk
aynı kösre taşında demlendi acılarımız
terim terine sığındı yokluğun yokluğuma
ey
lirik yaşamını
ağzına kadar hasret dolduran yolcu...
kıskançlık yüklü sözler
ısırgan tadı verse de gönlünün
Ege’nin karasularında
dans eden fişeklerin gölgesine
kayıtsız kalamayan ay
alnından öper denizi
istiklale çağırır Halide Edip
hürriyete vurulan prangalara
Yeni Yaşınızı içtenlikle kutluyorum..
Uğurlu gelmesini, sevdiklerinizle nicelerini yaşamanızı diliyorum..
Sevgi, selam ve muhabbetle...
"Şiire sigindim" demissiniz bir kitap tanitim yazinizda. Benim yaptigim da iste tam da budur, ve baska bir tanitim yazimda kullanmistim.
Sizi takip etmek güzelliktir Şair!
Verimi haftalar sigindiginiz limanda!
Cümleten hepimize !
Esaslı şiir olmuş vesselam! !