Şiirlere, mısralara adanmış bir hayat
Denizlere açılan ellerin şimdi suskun
Kanadı kırık gölgelerimin
Bir yanı eksik
Ve bir tarafı incinmiş
Rüzgarlar besliyor dudaklarımı
Üzerimde bir giysi var
Bir ışık arıyorum karanlığın ellerinden
Gözlerinin yamacında kayboluyor gecelerim
Sensiz geçen umutsuz düşüncelerden
Dal gibi kırılmış bakıyor artık gözlerim
Ruhun çok bunalırsa bu karanlıklardan
Sevdiğimi söylemek istiyorum size
Bu çılgın kalabalığın içinde
Bağırmak istiyorum bütün duyduklarımı
Yüreğimden amansızca tatlı bir umut akıyor
Gönül bahçesinin kuşları uçmuş yerinden
Beni alırsa ölüm alır bu dertten
Kemiklerim ancak yalnızlığa sızlar
Izdıraplı geceler parçalar çehremi
Karanlık bulutlarımdan yağmurlar yağar
Sinsi rüzgarların kanlı esintileri
Ruhumun kırık cam aynasına batıyor
Gökyüzünü gözlerinin arasına topladım
Bir damla yaşınla bütün şehri suladım
Sen bir şiirsin et ve kemikle yazılmış
Yanan gözlerinden okunuyor mısraların
Çıkmaz sokaklarda ansızın karşılaşıyoruz
Sevmedim demiyorum ki;
Sevdim, hemde delilercesine
Mavi binanin önünde de öptüm
Çamların altında da
Galiba o da sevdi beni
Sevmese bakar mıydı gözleri
Özüm insanlığa direnir
Fakat yağmura direnmesin
Tutuk hayatımın gözü kan çanağı
Rayından çıkmış bu telaşlı kalabalığın
Karanlık sokakları aldı ayaklarımı
Arafta kalmış bütün umutlarım
Dinle!, dinle de bu ayrılıklar bitsin
Bir yandan sen git,bir yandan gözlerin gitsin
Durdurma rüzgarı, yapraklar baharda dönecekler
Yapraklar dönse de ağaçlar affetmeyecekler
Yalnızlık iliklerimize kadar işleyecek
Göğü yırtıp sabaha ulaşamadık asla
Omzumuzda umut diye taşıdığımız kahırlar
Her esen rüzgarda biraz uçuruma savurdu bizi
Hayatın telaşında tutunduğumuz dallara kırıldık
Saçlarımız gecelerin ağırlığında hırpalanıyordu
Seviyorum seni;
Çölün kumu sevdiği gibi..
Seviyorum seni;
Kumun denizi sevdiği gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!