Sev ama mevsimlik olmasın.
Doyasıya, kana kana sev.
Her şeye her kese inat,
Oluk oluk aksın aşkın damarlarındaki kan misali,
Sev ama geçici olmasın,
Bu gün sensizliğin yıl dönümü,
Ve hala ilk gün geliyor aklıma;
Seninle tanıştığımız,
Sevgimi söylemek isteyipte söyleyemediğim.
Söyleyemediğim için uyuyamadığım gecelerde
içtiğim sigaralar.
Küçük bekar odama
O kadar çok halini sığdırdım ki.
Her millimetresinde sana dair şeyler,
Bana gülümseyen bir resmin bile yok oysaki.
Varlığından bile habersiz ken,
Bu soru her sorulduğunda bana yetimleşiyor yüreğim.
Çünkü: herhangi bir yerde şu şehir,
şu semt,
Sebepsiz bir fırtına çıkmıştı o akşam.
Yıldırımlar düşüyordu aşkımızın üstüne.
Parçalardı yüreğimi seninle tüm hayallerimi,
Ve sana olan aşkımıda....
Celladı olmuştu,bu sebepsiz fırtına aşkımızın,
Nefesini ensemde hissettiğim.
Uzatsam elimi elini tutabileceğim.
Ve sadece kısık gözlerle bakabildiğim.
Dokunamadığım sevdiğimsin sen.
Sesinin kulaklarımda çınladığı,
Alışıla gelmemiş bir fırtına var bu akşam,
Gökyüzü ağlıyor, çığlık çığlığa.
Sanki bir katliamın arkasındaki vahşeti örtbas etmek gibi bu.
Biten sevgileri gözyaşlarını saklamak için sanki yağıyor yağmur.
Milyonlarca insan şahittir eyyy İstanbul.
Omuzum da ağırlaşan bir yükle,
Kasım soğunun iliklerimde,
Uykusuzluğun gözlerimde,
Ve sensizliğin ta içerimde,
Hissettiğim bir Kasım gecesi bu.
Bir hamleyle biteceğini bildiğim,
Bu sistemli ömrümü,
Neden hala yaşatıyorum ki.
Bin bir zorluklarla,
Her gün gözyaşlarıyla,
Süren bu yaşantım.
Nasıl bir şeydi ki bu duygu?
San ki yeryüzüne düşen tek parçasıydı,
Aşkın, yüreğimde ki.
Yan yana iken ellerini bile tutamazken,
Sensiz geçen her dakikamı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!