Sadece uzaktan bakmakla yetinen.
Sokağın köşesinde yoluna bakan.
Hiç ellerini tutamayan
Gözlerinin rengine vurgunken
Göz göze gelemeyen
Uykusuz bir gecenin hırçınca tokatlayan rüzgarın,
Çığlık atarcasına uğuldayan dağların,
Esaretinde tutsak bedenimin,
Bir yudum kanyaktan daha çoktu sana olan susuzluğum.
Elbette değil zor yalnız yaşamak,
Cam kenarında çayı yudumlamak.
Olsa da her sabah zeytin yeyip yumurta kırmak.
Ah yok mu bu sensiz uyanmak.
En sevdiğim filmi tek fincan kahveyle içmek.
Seni bende sen bitirdin,
İnkar etme!
Sebep sensin....
Çok mutlu olacaktık belki...
Bu sonu sen istedin...
Bu ne hırçınlıktır eyy! İstanbul
Sokakların karanlık
Gezenlerinde muhteşem bir yanlızlık
Bu ne acımasızlıktır eyy! İsanbul
Aşıklarında bir dargınlık
Kör olsun seni gören gözlerim,
Kör olsun ki bir daha göremesin seni.
Tutulsun sana iltifat eden dilim,
Tutulsun ki bir daha konuşamasın.
Düşünüyorumda ben seni hiç sevmemişim.
Sadece senin beni sevme ihtimalini sevmişim.
Seni aşkıma karşılık vermen için sevmişim.
Yani aşkımı sevmişim seni değil.
Derinliğinde kaybolduğum gözlerini,
Ben çok erken tanıdım sevmeyi;
daha çarpışan arabalara,
atlı karıncalara binmeden,
yol gözledim köşe başlarında.
ve henüz yanaklarıma jilet değmemişken
Rüzgarın saçlarını savurmasını kıskanırım,
Ve teninin kokusunun
Etrafa savrulmasında
Doğayı kıskanırım...
Kurumuş güllerin buruk kokusu savrulunca etrafa,
Hiç düşünmüyordum ayrılığı,
Sensiz kalacağımı,
Yanlızlığı.
Bir yıldırım gibi,
Bir karanlık gibi düştü üzerime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!