Daim olsun bensiz sürdüğün sefa
Sensiz yaşamaktan bıkıp gel demem
Ahdım var acıdan ölsem bu defa
En son nefesimde çıkıp gel demem
Ne hayalim kaldı ne de bir murat
Ne çileden eser, ne hüzün kalır
Bir sabah çıkıp da gelsen ne olur
Zemheri yerini nevbahar alır
Maziyi yakıp da gelsen ne olur
Küstüm yokluğuna, sensiz sılama
Gel dese peşinden ben de giderdim
Su gibi sessizce akıp da gitti
Haklıydı; kalsaydı neler ederdim
Verdiğim çileden bıkıp da gitti
Ayrılık havası koptu sesinden
Hasretin çıldırttı Allah biliyor
Kızmak üzereyim haberin olsun!
Ayrılık meylerden ağır geliyor
Sızmak üzereyim haberin olsun!
Ne zaman düşünsem, yolumu kesip
Büyütsek birlikte sevda gülünü
Ayrık otlarını biçsek seninle
Sonra hicret edip hasret çölünü
Su bile içmeden geçsek seninle
Ateşe verip de mazi çulunu
Hüküm saatiydi yarının düne
Bir yar kenarında durduk azizim
Diz çöktürdük yine birlikte güne
Pişman mısın diye sorduk azizim
Ve sorduk; derdin ne senin alemle ?
Bakışın anlattı her şeyden önce
Çekip gideceğin içime doğdu
Avuçlarındaki teri görünce
Veda edeceğin içime doğdu
Sesin bir başkaydı sözün bir başka
Kapım numarasız sokağım çıkmaz
El âlemin el dediği yerdeyim
Ben yanmışım artık ateşler yakmaz
Görenlerin kül dediği yerdeyim
Yok zaman kavramı, belirsiz yarın
Yemin olsun kitabıma dinime
Sana gram sevgi yok bundan sonra.
Yılları doğrayıp koydun önüme
Sana bir saniye çok bundan sonra.
Şimdi yokuş ömrüm, yok oldu düzler.
Belki hatırlatmak Rabb’ın dileği
Her yağmur gönderir aynı meleği
Esmer bulutların kesik bileği...
Nar alı gözyaşı yağar üstüme
Yalnızlığım gelip cama vurunca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!