Ah kalbim, en sevdiğim;
Sevdaya dair ne varsa sende.
Harlanan yüreğime ateş,
Daralan göğsüme nefes sende.
Mutluluk sende,
Bin mânâ çıkartıp küçücük bir tebessümünden,
Zindanlık ruhuma katre, katre huzur gibisin.
Zemheriye kafa tutup güneşi dileyen,
Kışıma müjde, vuslata çağrı bahar gibisin.
İsli mum ışığı gibi titrek, sesim kısık, ağır aksak,
Geldim… Geç de olsa geldim işte…
Nasıl söylenir, nasıl anlatılır bilemedim ki şimdi,
Yeni doğmuş kuzunun burnunda ki;
Anne kokusu desem, az.
Evinden, yurdundan uzakta söylenen;
Hasret türküsü desem, kafi gelmez.
Köşedeki ihtiyarın anlattığı;
Bir düşüm var;
Yürüdüğüm yolların hepsi sana çıkıyor,
Ayağının değdiği yerlerde çiçek açmış,
Nergisi, papatyası seni söylüyor.
Orada, işte tam orada beni bekliyorsun.
Yüzünde dünyayı umursamaz bir ifade
Bilirim yâr,
Nergisi sevdiğini en iyi ben bilirim mesela,
Kıvrılan dudaklarındaki o tebessümün güzelliğini,
Özledim diye sessizce çığlık atan bakışlarındaki hasreti
Ben bilirim…
Bana gel dünyaya bakışım,
Sen ki nefes alışım. Bana gel…
Ürkek bir ceylanın göğsünde çırpınırcasına,
Naralar atan kalp atışım. Bana gel!
Küle dönmüş yüreğimi tutuşturamaz ki senden başkası…
Gel işte… Ne olur gel…
Ve zihnimi sarmaya başladı
Issız, namussuz kaldırımlar
Kahrolası karanlığım
Aciz bedenime musallat olmuş bu zemheri.
Bir tek hayalin sıcacık,
Bir tek gözlerin ışık…
Gidiyorsun ya;
Gökten bir bir yıldızlarımı söküyorsun.
Ve sen sevgilim gözlerime bakarak;
Beni ne kadar çok sevdiğini söylüyorsun…
Hoş geliyor belki sesi sessizliğin,
Ama sessizliği dayanılmaz sensizliğin,
Sen ol, yanımda ol, su gibi sesin dört yanı sarsın,
Tebessüm et ki eşlik edeyim, varsın gören deli sansın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!