- İbrahim Mert için -
Ey Adilcevazlı Hasan
Kınıklı Murtaza
Trabzonlu Temel Reis
ve Rodos’un kıyıya vurduğu
Bir şeyler örselenir söz tükendikçe
kaç ilkyaz kuşatılıp kaç eylül düşer
uzun sürmüş gecede ölümü bağışlayan
doğurganlığın o kutsal dürtüsü
iğdiş olmuş düşünceye medya örtüsü
dans eder cümbüşlerde çingene zaman
Uğultulu rüzgârıyla döver camlarımızı
sözcüklere dönüşemeyen düşünce
tutunarak içerlek bir kıpırtıya
kapı kapı dolaşıyorsa
Eşeleyip durduğumuz zaman katmanlarıdır
Otobüs duraklarından
usulca kente yayılan
yorgun yüzlerin çizdiği
akşamüstlerinden
ve günlük gazete haberlerinden
taşarak ansızın
Çekiyor bir yerlerimizden
büyük kentte büyülü meyve mi yaşam
oysa anlamsızdır her şey
sağırlığı üstündeyse mutluluğun
alıp başını gidiyorsa çağrıma aldırmadan
nikotinle intihar eder uykum
Can çekişiyordu mevsim
ayrılırken sapsarı
kentin havasını sindirip ciğerime
okşadım usulca ahşap binaları
sonra üşüştü anılar gözlerime
I
Geçtim siyah-beyaz kartpostalları
selam bile göndermediler
kanatlı kapılardan kovulan masallarla
başucumda ölü şairler vardı
öğrenmeden sonsuza bölünmeyi
Güzeldir güz ayları
güzeldir Bodrum Kuşadası Kilyos
sıcakkanlı temmuzla hercai ağustos
sonra bağdaş kurmuş bir yağmanın ardı sıra
köşkler yalılar ve deniz evleri ki
yasaklamış kıyı maviliklerini
Belki de sonum geldi
kötü şiirler yazma korkusuyla
hiç şiir yazmamak gibi
düştüğüm bu acıklı durumda
yaşanılmayacak bir günü
gözüme kestirirsem
Dağarcığı oğlak derisindendi
taze tutan ekmek ve düşlerini
biraz şaşkın biraz hayranlıkla
doğanın dev aynasında
çocuk öğrendi Pir Sultan’ı Veysel’i
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!