Ey ulu,
Ey yüce, ulaşılmaz;
Tanrım.
Akıda karayıda aynı anda yaşatan,
Ey Tanrım;
Neredesin?
Acılarını ver bana,
Kinini kus..
Nefretini kor ateşlerde bük
Koy yüreğimin en derinlerine.
Seni sarıp sarmaladığım yürekevlerime..
Yeni günün doğum sancısı çekerken
Dünya,
Aydınlanıyor yüzünün bir yanı,
Buğulu pencerenden..
Ellerinde bir sigara
Beklersin.
geçmişten uzanıyor gölgelerim.
mutlak kederle örtünmüş
kaderime
afakî gülümsemeler yüzümde.
içimde daimi nefret ve merhamet harlanır.
göç eden kuşlara benzetirim hep kendimi.
aidiyet duyumsayamadan.
kafamın içinde ki düşünceler Beni hasta ediyor.
zehirleniyorum.
dayak yemek istiyorum lakin
anne sıcaklığında aramak isterdim,
yerine koyabilmek isterdim seni.
belki kapanırdı yaralar, belki de tuz olurdun yarama kim bilir?
acaba tuz olsan çekinir miydim seni yarama basmaktan?
boşversene neyin garantisi var ki hayatta.
belki de hiç olmayacak duasın
Gün geceye doğarken, haykırışan kargalar...
Islak bedenin,
Tutkulu bakışlar.
Ela gözlerinde ki yeşil hareler..
Derin, şehvetli sarılışın, sımsıkı sarılışın.
Hissiyatın ağır,
gün aşırı hüznüm
nutuk atar geceye.
kabuk bağlamaksızın açılmış
tüm yaralarım kanar.
unutulmaya yüz tutmuş onca anı,
deniz olur, beni de yutar.
kimi zaman açelyayım
kimi zaman kokmuş menekşe..
kimi zaman köksüz kaktüsüm
dokunanı yakarım,
kimi zaman da manolyayım,
o denli kırılganım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!