Adamın bir gözü kördü,
Diğeri de iyi görmüyordu,
Bir sabah kalktı, çevresine baktı,
Gördü kendisini aynada,
Şaştı kaldı...
Kartal gibi keskin gözleriyle
Bebeğim…
Geride bıraktığın sevgi,
öyle temiz, öyle duru, öyle berrak
Lekesiz
Sen gideli herşey buruk, heryer ıssız, bal tatsız
Ve bir viraneden farksız
Her ne kadar ilgisiz görünse de,
Şiir, okuyucuyla yapılan
Ve seyircisiz oynanan
Bir boks maçı gibidir.
Artistik kroşeler, eskizler güzel de,
Amaç sonuca gitmektir.
Durup dururken bir yumruk vurdu masaya
Masa sallandı.
‘Ne var? Ne oluyor? ’ demeğe kalmadan, bir yumruk daha.
Allah Allah.
Ne oluyor bu adama?
Aklınca kabadayı.
Haklısın şikayetlerinde,
Bir iki kez dışında, seni hiç dinlemedim,
Üvey evlat gibi davrandım sana,
Hepsi de,
O, hiçbir şeye benzemeyen
Buruşuk organın yüzünden,
En başından kabul etmelisin,
Yeni diyarlar fethetmek için,
Öldürmelisin...
Lakin, unutma,
Ne kadar kaçınırsan kaçın
Bu savaşta sen de ölebilirsin...
İyimser olmak güzel hoş da,
Öyle düşünrmeyi hak edeceksin.
Yaptıklarınla…
Yoksa kendini kandırmaktan başka,
Birşey değil iyimserlik,
Neden ısrar edersin?
Mutluydular eskiden,
Adam sigara içerken,
Her birinin itibarı,
Baş köşede yeri vardı...
Durup dururken adam, bıraktı sigarayı,
Buruştu yarım paket,
Yaşam önüme konulduğunda, paketlenmiş biçimde,
Sımsıkı düğümlenmiş fiyonguna baktım.
Hiç açmamayı düşündüm önce.
Sonra merak etmeye başladım.
Ne vardı o paketin içinde?
İşte o merakla ilk yanlışı yaptım.
Söndü ışıklar,
Ödemedik faturayı belli ki.
Bir tek sarı mum kaldı yanan,
Masa üstünde.
Ne olur nefes alma bir süre...
Söner mum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!