Sana bakmak;
Derin denizlerin aydınlığında uçsuz bucaksız bir sevdanın seyrine dalmak gibi bir şey.
Sana bakmak;
Gözlerinin koyu gecesinde Tutku'yla aşka yeniden aşık olmak gibi bir şey.
Özlemesi ve düşlemesi bile mutluluk veren hasretim özledim ....
Açlık ve sefaletle boğuşurken bir yanım. Öteki yanım bollukla geçse ne fayda. Herşeyim var olsa ne olur. Bir başına kalacaksan dünyada...
Varlık ile yokluk arasındaki ince çizgi.
Neyi kazandığımızla değil neleri kaybettiğimizi bilmekten geçer.
Sihirbazlık bir marifet değil illüzyon sanatıdır.
Aslolan elindeki malzemeyi ne denli verimli kullandığındır.
Aşk'ın dergahında yanarsa gönül. Yaşam tezgahında nice olur ömür...Savrulursa ruh bu bedenden elem sarar beni taaa derinden...
Sen gittin.
Günler bitti.
Gece bitti.
Öldü şenlik dağındaki gülen yüzlü yaşlılar
Kaf dağına uçmaz oldu artık kuşlar.
Sen gittin
Yok artık güneşin parlayan kızıllığı. Günün yüz kızartan şeffaflığı. Günahlar geceden sabaha indiler. Ay ve gece daha bir berrak artık...
Özlediğim sevgili,
sensiz geçen kaç hazan kaç bayram bu.
Her günüm tutku dolu.
Özlediğim ten,
Hüzün sarısı yüzlüm,
Gece gözlüm hasretim sana kaç vakit.
Kördüğüm olmuş zamanların en sisli gecesiydi.
Denizi görmek isterdi canım.
Hani şu en hırçın dalgarı olanından.
Içimde tarif edemediğim bir hüzün vardı.
Dokunuyordu yalnızlık.
Ve ben hiç ağlamaklı değildim aslında.
Çok vakitler önceydi.
Uykuyu derinden,
Geceyi erkenden tükettiğim.
Şimdilerde ne uyku var ne geceyi aydınlatan ten
Sol yanım hasret...
Büyüsünde kalmıştı tensel dokunuşlarında ruhum. Önceleri kollarken zamanı doymak için bedenine. Şimdilerde an gibi aklımda, mıh gibi tenimde çakılısın Aklımın her zerresinde.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!