Ben yazacağım sense okuyacak
Bir gün sen de yaz diye yazacağım
Ve sende okuduktan sonra
Bir gün başlayacaksın yazmaya
Kalem kalem kağıt kağıt olacak
şuan oturuyorum dedi garip hüzün
kimse çağırmadı çağırsalar gideceğim
şuanda bekliyorum dedi tarifsiz keder
birazdan çayımı ve sigaramı içip çökeceğim
şuanda uyuyorum dedi amansız ölüm
uyandırsa biri ineceğim gözlerine
Buzdan bir sütundu aşkımız
Saf ve pürüzsüz
Ay kadar güzel
Görkemi namından öte
Güneş kadar ihtişamlı
kaynıyor kabında zamanın
...sıhatini yitirmiş ruhlar
bir bayram sabahı çıldırıyor
..çan kulesindeki zangoçlar
her şey ama her şey buzul çağı
...ve o ısının kurulmuş gölgesi
……………………………..”yaradılış”
gözleri dalıyor bulutların
için nehrin kıyısına terk edilmiş
nedir “talihsizlik” dediğimiz
o ilk bakış ilk görüş yanılgının tensel b
Yalnız asmalar gömen çatlak duvar,
Seyrelmiş otlara umut kara toprak
Hepsi hepsi kırmızı buhar, terden
Yorgunluktan dolmuş süzgün bulutlar
Şafağın ağarmasıyla koşturmaca başlar
soyunan nehir eflatun zamanlarda
hüküm giymiş bir gelindir
öylesine uzar ki dilim dilim diyorum
ay yanlış anlar geceyi
kaç katre taşır içim
Keskin bir ağrı var
Bu sabah başımda
Keskin, yıkıcı ve acı
Başımda sen varsın
Başımda sen varsın bu sabah
Gittikten sonra ardında kalan
……………………………..”gizli bir camda gerçek”
sana bir sürgünlük yol versem
gider misin kalmalara
aydınlıklar açılır aylar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!