bugün şu saatlerde
fecirle
dağılıyor içimdeki umutlar
tıpkı gün batımında
birbirlerinden ayrılan
sevgililer gibi
aşkın penceresinden çekil
senşin yüzünden göremiyorum sevdayı
yani beyaz ya da kara olanı
senin yüzünden göremiyorum sevdayı
en son ne zaman öpüştük biz
Ayrıldığımız günden beri
Her yüzde seni aramaktan
Trenle Bakırköy istasyonundan
Ne zaman geçsem
İstasyonda birini sana benzetip
Onun sen olmadığına kendimi
Sen, tek bacaklı asker
Tek bacağınla da
Basar mıydın?
Düşmanının üstüne
Ya sen bacaksız asker
Bacakların olmadan da
-ciddi olamazsın
-niye yalan söyleyeyim
-geçen hafta gördüm daha
-ne fark eder öldü işte
-öldü ha yani artık yok
-evet...
Sıkışık yüreğim
Bir buhrandan başka bir
Buhrana geçiyorum
Arada bir nefes alıp
Tekrar koştuğum bir maratondayım
Bitmiyor yarış, bitmiyor
hiç bir yılan beni sokmadı,
........senin beni soktuğun gibi,
oysa ben amazonların çıplak adamı,
.......elimde bir kırbaç, az dolaşmadım,
ormanlardaki yılan yuvalarını,
hiç bir aslan beni parçalamadı,
'kendini şahsen tanımadığım
lakin yüreğini tanıdığım
H.Hüseyin Yalvaç' a'
yer bir ulaşım aracı
bir otobüs
Bizler ömürlerimizin zincirli tutsakları
Gün içinde yaşlanırız.
İçimizde kıyametler koparır
Hiç bir saate sığdıramadığımız zaman,
Ki biz her fırsatta onu asarız
Kadranlara kurduğumuz dar ağaçlarında
neojenden kalma
bir tablet elimdeki,
ilk insanlar kazımış olmalı,
üzerinde safran bir kelebek,
şimdilerde güzelliğinde nekes,
vurdum duymaz bir and gibi,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!