Huysuz bulutların yorgunluğundan
Gülümseyiş gibi yürüyüp gelmek
Kutsal bir senfoni yalnızlığında
Bir tutam tuz, bir lokma ekmek
Sıkılmış yumruklar, uçuşan palto
GEL
Gümüş bir gece vakti tut elmas yıldızları
Yakut adımlar ile altında bakırda gel
Hani gamzelerin var, hani gözlerin nerde
O ciddiyet timsali gözlükleri kır da gel
El yazması bilmişlikler adına
Yemindir
Hurda kağıt fiyatına satılmışlığım
Kör oluşum, susuşum, nankör oluşum
Benden habersiz gerçek
“Ben”li düşlerde yalan
HÜKÜM
Bu yüz yılın mahpusu benim kız kulesinde
Bende, sırça köşklerde boğulan şehzadeler
Istanbul’un toprağı altın değil kucaktır
Salıverin üçüncü köprüsü ben olayım
Sen ela gözlerinle bahar tebessümünde
Ben ela gözlerimle kör kütük sonbaharım
Sen hep leylak kokusu, en güzel mevsiminde
Ben düşler aleminde; sen varsan ben de varım
Sen bir ürkek nefessin, sen gökyüzünde buğu
Belki ben kimseye benzemiyorum
Kimse bana benzemiyor belki de
Tek gözlü canavar, üç kulaklı dev
Ve bir lacivert lale, siyah orkide
Dokuz ayrı yerde, dokuz ayağım
Acemaşiran bir plak, bir sarı gramofon
Nostaljik dekorları geçmişi hissedişin
Hele o günkü halin, hele o pes edişin
Biliyorsun aslında yenilen benim
Caz vuruyor kadehte, siluet bir saksofon
SESLİ DÜŞÜNCELERİM
Ne 'Yolların sonu' bu, ne de 'Kubbe-i hadra'
Sabrım demir parmaklık, öfkem alet-i katra
Karanlık gölgelese, zaman çekse perdeler
Bütün sözlerin bugün inan ki ezberdeler
Bir yanıma sehpa kur, bir yanıma çiçekler
Gözlerime kazısın üçler senin resmini!
Yedi kere gelmişler, kırk kere gidecekler
Kahretsin beni eğer unutursam ismini
Hangi ağacın sende doksan dokuz rengi var
İTİRAF II
Taze fidanları ateşe verdim
Bir elimde sapan, sapan taşları
Uçmak hakkını tek güneşe verdim
Ben öldürdüm ben öldürdüm kuşları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!