Duâ bir kapıdır dergâh-ı İlahide,
Sabır anahtarıdır, açılır her mesele.
Kâinatta nizam vardır, değişmez bir kâide,
Sonunda hamd ederiz, başında besmele.
Halimi sorsalar, bende ne yâreler var,
Gülmeye mecalim yok, latife neye yarar?
Ruhlara heyecan gerek, gözlere fer,
Dünya şiddetli muhabere, hayat bir sefer!
Nurla dolsa da her yan, muradımız bir,
İhlası yakaladık mı, bekle bizi kabir!
Baktı son kez giden sevgilinin ardından,
Soldu pembe yanaklarda açarken güller.
Bir haber aradı, varsa gelen giden,
Anladım ki, yeni bir ses, bir soluk bekler.
Baktı son kez giden sevgilinin ardından,
Zeliha, Yusuf’a aşkından Rabb’ini buldu,
O ne peygamber, ne afif bir kuldu!
Maazallah derken hicabından sarsıldı,
Gömleği arkadan talihsiz ele takıldı.
Zindan hayatı bu cürümden mutlaka, iyiydi,
Adeta bir mekteb, medrese yeriydi.
Karlı bir kış günü, zemheri bir soğuktu,
Hastalığı yeni geçmişti, fakat sesi boğuktu.
Çıt yoktu dışarıda, çoktan güneş batmıştı,
Çocuklar derin uykuda, hanım henüz yatmıştı.
Şu göğe bak, süzülüyor bir bulut,
Yerde binler cenaze, omuzlarda tabut.
Misafirlik bitti azizim, amelin yanında,
İnce bir hesap var bulutların ardında.
Teslimiyet varken, nedir bu ah-û zârın?
Bad-ı hevâ mı olacak sandın intizârın…
Düğün, bayram gibi her tarafta şenlik,
Ümmet bir olmuş, aşıldıkça benlik! ...
Günlerden pazar, hava açık, mevsim kış,
Gökte renk var, suda tat, gülde nakış.
Cemre beklerken toprağa yağmur düştü,
Göçmen kuşlar acib geldi, suya üşüştü.
Sağanak ile ıslandım iliklerime kadar,
Etraf sessiz, caddeler boş, sokaklar dar.
Sen bir zindan bense bir kuyuyum,
Hapsim kalbinde, kilit aklımda.
Yakub’u güldüren bir muştuyum.
Yusuflar yatar yanık bağrımda...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!