Göçmek öteye,ebedi fani olmayan yurda,
Sarsılmaz iman ile,saltanat kutmak o mekana,
Cennet tapusunu almak için,çıkmak yüce divana,
Dönüş ona'dır,önem ver biraz ahiret hazırlığına.....
Dünya'da herşey,yok olmaya mahkum'dur,
Burada yok olmak,orada var olmak içindir,
..
Rab hepimizin Rab’bi kâinatımız geniş,
Uzaylılarla dolu ahiret son yöneliş…
Belki Dünyalı mesul bunu bilemiyoruz,
Hak ve batıl evrende yoktur diyemiyoruz…
Şükür ki inanmışız Rab’bin varlığı kesin,
..
Ey gafil nefsim,
ve nefsinin gaflet tuzağına takılan dost!
Hayatta önemsemen gereken,
dünya adına izzetini korumana yardımcı olacak
meşru, makul ve makbul şeyler olmakla beraber,
..
Rab’bimizden mekândır, ehli tevhit kâinat,
Ahiret daha büyük o, bizde maneviyat…
Çok uzaylı yaratmış, tanımadıklarımız,
Kulluk edenler ile kardeş saydıklarımız…
İnkâr edemem asla onlar da Rab kulları,
..
Kamera görmez diye, Dünya’dan saklanırsın,
Ateş eder vurursun, Rab’binden hiç korkmazsın…
Ahiret uzak değil, ruhunun bilincinde,
Yani farklı boyutta boyut Rab’bin emrinde…
Rab’bini gel ve dinle baykuşlar da ümmettir,
..
Bilir ve hesap eder yukarıda bir Rab var,
Kul hakkı denilince ardından sorgu sual…
Burası bir tür Dünya, Rab’bin hiç mi bilmiyor?
Katlettin bir hayvanı, şahidin de olmuyor(!) …
Ya ahiret denilen yer bil ki dirileceğiz,
..
Bu gençlik, bu gençlik, bu gençlik...
"zaman bendedir ve mekân bana emanettir! " şuurunda azınlık olan ve fakat Tavr-ı Batılın Dördüncü devresinde yaşamakta olup ruh planında helak edilmek maksadıyla,Hadiane yöntemlere başvurup süslenmiş muhaddirattan bir narkozu türlü yollarla enjekte ederek uyuşturulup zehirlenmiş; bu zehir ruhun her yanına yayılıp telafisi mümkün olmayan hatta Endişe-i Mevt derecesinde pek kuvvetli ve ivedilikle aynı kuvvet de bir panzehirin hasıl olduğu aşikar olan; yine ruhani bir o kadar sert bir ters darbeyle derhal uyandırılması gereken şimdilik çoğunluk da ki bir diğer gençlik...
Efsunlanmış, Frengistan adetleriyle kendinden geçmiş; Badekeş garp aleminin örf adetlerini ve hatta dini vecibelerini yerine getirmeyi medeniyet sayıp irtidad etmiş bunu apaçık söylemekten çekinip hicap duymayan; Fuhş ve fanteziye içinde kaybolmuş insanın yaratılış gayesinden çok uzak yaşayan bir gençlik...
Bu gençlik Garbın her yöne çekip çevrilen, uzayabilen alfabesinden oluşmuş “Kurbağa dili”bir lisanla kendini ifade etmeye çabalayan bir gençlik...Frengistan lisanı konuşmanın tüm cihanda neredeyse bir zaruret haline gelmiş olması asimilasyonun öncelikle tüm cihanda ardından yurt da ki boyutunun geldiği noktanın açık bir göstergesi...Bunun avantajlı ve can sıkıcı tarafları olduğu göz ardı edilmeden; 'bir dil bir insan' düşüncesiyle kültürler arası diyaloğun zaruri hale geldiği yeni dünya düzenine na-hah bile olsa layıkıyla uymak; ancak Altı yüz yıl kullanılmış neredeyse her kelimesinin ayrı bir hisse tercümanlık ettiği,zengin dilimiz Elsine-i Selasenin kullanımının ayıplandığı ve bu ayıba kendisininde kerhen ortak edildiği bir ortamı sonlandırması gerektiğinin şuuruna varması gereken bir gençlik...
..
Yaratıcı Rab’bimiz ona hürmet gerekir,
Tüm mahlûkatlarımız kalben sevilmelidir…
Diyelim sevmiyorsun o, zaman hiç karışma,
Bir eziyet düşünme onlara da dalaşma…
Daima vicdanlı ol, merhameti destekle,
..
Allah’a kul kalalım, çünkü ruh taşıyoruz,
Hayvanlarda yaşasın, Rab’be inanıyoruz…
Bakıyorum hep savaş, insana yakışmıyor,
Rab hiç affetmeyecek, kul hakkı yeniliyor…
Maddiyatla olmuyor, tüm bu hırslar boşuna,
..
Ne duyularımız ne gözlem ve deneyler,
Ne de pozitif bilim hiç izah edemezler…
Ahiret bir mekân ki duyuların ötesi,
Açıklanamaz gerçek o, Rab’bin hediyesi…
Yok, olmamamız için o, ölümden sonrası,
..
Aldattın, kazıkladın, insan denilen kulu,
İttin kargaşalara, tıkadın doğru yolu…
Nemalandın ve doydun, bütün bencilliklere,
Hakikati gizlettin düşürüldük hep derde…
Ettiğiniz zulümler, bir gün size dönecek,
..
Tartılan iyilikler ne şekil bilinemez,
Defterlerimiz vardır izahı edilemez…
Tek çare inanmaktır bunu Rab bildiriyor,
Yalandan muaf kullar hakikat emrediyor…
İpuçları da olsa iş akılla yürümez,
..
Hani şu ret ettiğin yani tanımadığın,
Ahiret denilen yer şu uğraşamadığın…
Apaçık bahaneyle bir anda gideceksin,
Yaşadığın boyuttan bir yere geçeceksin…
Geride şu bildiğin kıyafetin kalacak,
..
Acıkan için nimet susayana su da var,
Karşılık yaratılmış istemediğin kadar…
İsteklerimiz bitmez yaşam ki buna dâhil,
Yarattıkları dâhil her nimeti Rab’den bil!
Ölümlü kullarına bu iş boş mu kalacak?
..
Kapı önlerimize yemek konulabilir,
Ya da bahçelerimiz tahsis edilebilir…
Rab rızası gereği sonraki yer ahiret,
Niçin beklenilmesin Rab’bimizden merhamet?
Hadislerde yazmaz mı kedi yüzünden giden?
..
Ahiret denilen yer ölçüler mekânıdır,
Her ne işliyor isen karşılığın alınır…
Gıybet mi ediyorsun, Rab’bimiz etme diyor,
Şahsına ödetilir bu da reddediliyor…
Her ne günah var ise burada ve orada,
..
Bizler et ve kemiğiz onlar da et ve kemik,
Akılsız olabilir, hayvan gelebilirdik…
Şükür ki akıllıyız onlardan da üstünüz,
Merhametli davransak hiç azalmaz gücümüz…
Hem bir şey kaybedilmez vicdan daima gerekli,
..
Zorba muafım sanır zulüm gerçekleştirir,
Rab’bin emirlerini önemsemeyecektir…
Der, şahsım zorba bir kul Rab’binden hiç utanmaz,
Der, Hakk’a saygısızım merhametten anlamaz…
Der, ahiret de neymiş sonrasını düşünmez,
..
Zavallı baykuşları sağ salim bırakmıyor,
Adam zalim korkmuyor kanun da caydırmıyor…
Desen ki Rab’bimiz var günah yazabiliyor,
Ahiret denilen yer cehennem hazırlıyor…
Diyor, borcum kalmadı, kabahatti ödedim,
..
Bir yol var ki nefsimiz, diğer yolsa hakikat,
Nefis inkârı ister hakikatse Rab’bî tat…
Rab’bî tat hakikattir şahsına huzur verir,
Ahiret garantisiyle ruhunu sevindirir…
Ruh, Rab’bin takdiridir istediğinde alır,
..