Ahı Kaldı
Yâr kaldı, ahı kaldı…
Tutulduğumuz hayaller kaldı…
Kavuşamamak da vardı, vedalaşamamak kaldı…
Mecburiyetin mahcubiyetiydi prangalar,
Medrese-i Yusufiyeydi dört taraflı surlar,
Yasa değilmiş mebusumca el kaldırılan fıkralar,
Sela imiş, hüküm deyip boynumuza vurulan…
Ellerimi kavuşturan bir metal kelepçe kaldı…
Garibanın ahıyla çarpıştı zulmün sadakası,
Fukaraya sürgün, zalime doymamak kaldı…
Fırtınalar kopardı bir kaç gencin memleket sevdası,
Memlekete mapuslar, gurbete esaret kaldı…
Baddaniyeden de ağırdı yakılan tütün,
Yıldızlar sarardı, güneş küskün,
Cep delik, gardiyan pişkin,
Kuş tüyü niyetlere, gıcırdıyan bir paslı ranza kaldı…
Dost kaldı, yarası kaldı…
Bir imana bin sabır kaldı,
Onlarca asrımız vardı, bir buçuk yaşında neslimiz kaldı…
Yürekti yüreksiz canlara kör Bekir,
Gönül üstü bir perdeydi sessiz zikir,
Hiçliğin kaç üç ettiği değilmiş tasavvuf-i kebir,
Kader imiş, yaşandı deyip alnımıza yazılan,
Musallada can, mihrapta taş kaldı…
Fetihle vuruştu işgalin reçetesi,
Fatihe ihanet, işgalciye şehadet kaldı…
Bir dinginlik yarattı alemlerin Şâhı,
Bulutlara beyazlık, toprağa hiçlik kaldı…
Taşımaktan ağırdı omuzlarda taşınmak,
4 sualden fazlasıydı gözleri karıncalarca oyulmak,
Betermiş varamadan hedefe, köprüde kalmak,
İleriye atılmanın da ilerisinde, er bir dövüş er bir gidiş kaldı…
Yâr kaldı, bir de ahı…
Ülküm vardı, diktiğim zeytinler,
Kokularına doyamadığım güller,
Beni bekleyen, derdini bekleten dilsizler,
İyileşecek yaralarım, temizlenecek nasırlarım,
Sevdalarım ve bir de sevdalarım,
İzinlerim, ruhsatlarım,
Ve bir kez daha sevdalarım…
Tek bir olasılığım,
Uçmağa varışıma senin orada oluşun kaldı…
Yâr kaldı, ahı da kaldı…
Kayıt Tarihi : 16.10.2025 20:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
dilinize sağlık
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)