AHDE VEFA (kıssa)
Hazreti Ömer arkadaşlarla sohbetteyken,
Huzura üç genç girer, koyu muhabbetteyken.
Derler ki, “Ey Halife; bizi bir dinler misin?
Yoksa kabul etmeyip, davayı önler misin?
Bu adam insafsızca babamızı katletti,
Öldürdü vicdansızca obamızı mahvetti.
Gerekenler yapılıp adilce yargılansın,
Hakka uymak adına adalet uygulansın.”
Halife, sorar gence: “Yaptıkların uğru mu?
Adamı öldürdüğün, söylenenler doğru mu?”
Suçunu inkâr etmez; kabullenir, “doğru” der,
“Öfkeme teslim oldum, vicdanımda ağrı” der!
Halife tekrar sorar: “Bu olay nasıl oldu?
Bu adam ne yaptı ki, ahrete vasıl oldu?”
Bunun üzerine genç tam doğruyu anlatır,
Hem mahkemeyi hem de vicdanın rahatlatır:
“Hali, vakti yerinde mutlu mesut insandım;
Bu rahatlık her zaman böyle olacak sandım!
Ailemle beraber gezmeye niyetlendik,
Belki de kaderdi bu olay yerine geldik!
Hayvanlarım içinde bir güzel atım vardı,
Onu gören dönerek bir kez daha bakardı!
Bunların bahçesinden atım meyve koparttı,
Babası da atıma büyük bir taş fırlattı!
Bir meyve koparması atımın sonu oldu,
Gözüm gibi sevdiğim atılan taşla öldü!
Bu duruma çok kızdım nefsime ağır geldi,
Bende bir taş fırlattım adamın başın deldi!
Adam da atım gibi oracıkta can verdi,
Bunlar da yakalayıp yaka, paça getirdi!
Eksiksiz anlattım ki belki alınır ibret,
Sinirime yenildim durum bundan ibaret!”
Halife: “Söylenecek söz yok onu katlettin,
Bunun cezası idam, sen suçu kabul ettin!”
Halife’ye dönerek delikanlı söz ister,
Mazeret bildirerek anlayışlı göz ister:
“Efendim izin verin mahkemeye arzım var,
Telafisi imkânsız, çok önemli özrüm var!
Siz de hak verirsiniz ölüm hak miras haktı,
Ölmeden önce babam çokça altın bıraktı.
Gelirken aceleyle kimseye bırakmadım,
Kardeşim küçük diye tamamını sakladım!
Ceza infaz olursa yetimin hakkı kalır,
Allah indinde o da Ömer’den hakkın alır!
Üç gün izin verirsen hemen gider gelirim,
Yetimin hakkı olan emanetin veririm!
Üç gün için yerime birisini bulurum,
İşimi düzenleyip gelip teslim olurum!”
Halife dayanamaz: “Sen zaten yabancısın,
Senin için başkası neden çeksin sancısın?”
Bu sırada genç adam ortama bir göz atar,
Der ki: “Şuradaki zat, benim yerime yatar!”
O zat Peygamber dostu, arkadaşına hastır;
Cennetle müjdelenmiş Mü’min Amr İbni As’tır.
Hazreti Ömer, Amr’a: “Delikanlıyı duydun” der;
“Eğer kabul edersen bu karara uydun” der!
O yüce sahabe de: “Evet; duydum, kefilim,
Belli ki tekrar gelir, zannetmem ki sefilim!”
Kefil de bulununca genç serbest bırakılır,
Üçüncü gün dolmadan saatlere bakılır!
Medine büyükleri açıklar niyetini:
“Gelmez ise verelim maktulün diyetini!”
Fakat gençler istemez teklife razı olmaz:
“İnfaz uygulanırsa kanımız yerde kalmaz!”
Hazreti Ömer der ki: “Bu kefil babam olsa,
Hemen infaz ederim, süresi tamam olsa!
Hazreti Amr İbni As: “Elbette farkındayım,
Bile, bile söz verdim; sözün arkasındayım!”
Bu arada kapıda sağa sola yürünür,
Kalabalık içinde gelen kişi görünür!
Hazreti Ömer hemen gence dönerek der ki:
“Hiç gelmeyebilirdin çıktın geldin neden ki!”
Genç vakurla bakarak: “Ben size bir söz verdim,
Ahde vefası yokmuş, denmesin diye geldim!”
Herkes heyecanlanır, durumu hayra yorar;
Hazreti Ömer döner, Amr İbni As'a sorar:
“Ey Amr; sen bu delikanlıyı tanımıyorsun,
Nasıl oldu da onun yerine kefil oldun?”
Amr İbni As: “İçimde bir ses güveni seçti,
Bu kadar insan varken içinden beni seçti!
Ulvi bir amaç için kendimi dâhil ettim,
İnsanlık öldü denmesin diye kabul ettim.”
Sıra gençlere gelir derler ki: “Biz vazgeçtik,
Bu davadan tamamen hep vazgeçmeyi seçtik!”
Hazreti Ömer: “N’oldu? Israr ediyordunuz,
Babamın kanı yerde kalmasın diyordunuz!”
Gençlerin cevabı dehşettir: “Dersen ki niye?
Merhametsiz insan kalmadı, denmesin diye!”
Pir-î Fâni sakın ha şeytanını güldürme,
Merhametten ırayıp, insanlığı öldürme!
MEHMET ŞAHAN (PİR-Î FÂNİ)
01.05.2021 – İSTANBUL
Kayıt Tarihi : 1.5.2021 13:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!