Ah şimdi köyümde olabilsem,

Ah şimdi köyümde olabilsem,
Sabah erken öten horozun sesiyle uyansam,
Mis gibi toprak kokusunu içime çeksem,
Anamın sıcacık köy ekmeğini yesem.
Yeşilin içinde kaybolsam,
Doya doya dağlarına baksam,
Kekik toplasam,
Kırlarını ovalarını seyretsem.
Şırıl şırıl akan çeşmesinden su içsem,
Çobanın çaldığı kavalı dinlesem,
Kavak ağaçlarının hışırtısını,
Taylı esen rüzgârı hissetsem.

Ah şimdi köyümde olabilsem,
Köy kahvesinde çayımı içsem,
Tanıdıklarla söyleşsem.
Hasan Dayı 'ya bile bile tavlada yenilsem,
Yaşlıların sohbetini dinlesem,
Askerlik anılarını, eski bayramlarını.
Derede halı yıkayan kadınları seyretsem,
Fatma Nine 'den bir bardak yayık ayranı istesem.
Muhtarın yaşlı eşeğine de binsem,
Amcamın doru tayına da,
Dolaşsam o küçük köy meydanında.
Traktörle tarla sürsem,
Koca öküzü çifte koşsam,
Sarıkız' ın sütünü sağsam.
Ara sıra işten kaytarıp,
İğde ağacının altında yatsam,
İçimi gıdıklayan çiçek kokusuyla uyansam.

Ah şimdi köyümde olabilsem,
Doğup büyüdüğüm köyümde.
Gülüşlerin gerçek olduğu,
Yalanın riyanın olmadığı o yerde.
Eğer bu fani ömrüm yeterse,
Gideceğim sağlığımda.
Ömrüm yetmezse üzülmem,
Nasıl olsa gideceğim,
Sevdiklerimin omzunda tahtadan bir tabutla.