Hafife almadan
Hayatın sancılarını
Görünmeden
İzlemeyi bilmeli
Sevgilinin saçlarını
Uyandırmadan
Okşayabilmeli yanaklarını
Sevdiğini söylemeden
Bakabilmeli gözbebeklerine
Ağlamadan
Özlemeli
Tebessümlerini
Resmini çizmeli duvarlara
Kirletmeden
Düşürmeden, dökmeden harfleri
Kelimeler saçmalı
Belirsizce
Ne kopmalı büsbütün zincirler
Ne kelepçe olmalı bileklerinde
İncitmeden
Damarlarında dolaşmalı
Kimse bilmemeli
En son hangi hücrede konakladığını
Ben bilmemeliyim
Kimi sevdiğimi
Öznesi olmamalı cümlelerimin
Nesnesi bilinmemeli
Utanmalıyım itiraflarımdan
Yalnız kendime ettiğim
Sitemlerimden..
Ölüme güvenmeli
Ertelemeliyim
Yaşamsal arzularımı
Öyle kaybolmalı
Ve silinmeliyim ki akıllardan
Şarkılar söylenmeli ardımdan
'O, yoktu hiçbir zaman’
Varlığımdan sıyrıldığımda
Gerçekliğe doymalıyım
Hiçliğe tutunup
Çekmeliyim yanıma heveslerimi
Döndüğümde dünyaya
Çırılçıplak zihnimle
Yeniden
Dirilmeye inanmalıyım
Ve tutup ellerinden sevdamın
Yürümeliyim ötesine
Bilinmişliklerin, görülmüşlüklerin
Arkasında sakladığım ülkeme
Ben, sevdam ve Tanrı
Oturup cennetin ücra bir köşesine
Gıybetini yapmalıyız dünyanın
Geçen zamanı konuşmalıyız
Hatalarımızdan
Günahlarımızdan
Tanrı yarattığına pişman
Ben yaşadığımdan
Ah sevdam,
Anlamazsın ki..
İlle de dünya dersin
Bilmezsin ne gaddar olduğunu
Gözlerini kamaştıran ışıkların
Pırıltılarına kapılıp
Atıverirsin güzelliğini ateşe
Gözyaşlarım da yetmez artık
Yangınları söndürmeye
Mutlusun da üstelik
Ellerinde tuttuğun közlerin
Işıltılarına bakıp gülersin
Ah sevdam..
Avuçların yanar da
Tutup alamam
Oyuncakların bellediğin alevleri
Çocukça
Gücenirsin, küsersin..
Musa Yılmaz
Kayıt Tarihi : 10.4.2018 11:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!