Bu gün Aralık soğuğuna inat gülmek istedim, komik bir şeyler aradım, düşündüm sonra aklıma fıkralarımız geldi. Naseddin Hocanın bir çok fıkrası vardı. (Allah ona Rahmet eylesin)
Onun fıkralarından birini kendi kendime anlattım:
Adamın biri hocaya bir kuş gösterir, “bak hocam Allah ne güzel yaratmış değil mi? ” der.
Bu kuş bir Leylek’tir. Hoca “şu kuşu yakalayıp bana getirin” der. Kuşa uzun uzadıya bakar ve “canım bu kadar uzun bacaklı, uzun boyunlu ve uzun kanatlı kuş mu? Olurmuş” diyerek yanındakilerden bir bağ makası ister. Leyleğin, boynunu, bacaklarını ve kanatlarını makasla budar” ve işte şimdi bir kuşa benzedin der. Bu fıkradan sonra düşünceye dalmıştım.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Çok doğru tesbitler ve güzel
sözler. Tebrik ediyorum..
Türkleri Türk eden vasıf malum
islamiyettir. Ama İslamiyetten
çıkan Türkler; Türklükten de
çıkmışlardır Bulgarlar ve Macarlar gibi.
Bütün izmler yani sekülerizim gibi,
bu milleti perişan etmişlerdir.
Büyük bir ekseriyet, BİNDİK BİR ALAMETE
GİDİYORUZ KIYAMETE hesabı, keyfiyet
çok önemli olduğundan kemiyetin yolundan
gidilmiyeceğine göre yerimizde sebat
edip masumlara hakikatleri anlatmak
zorundayız ve onları kurtarmak zorundayız
Öldükten sonra bile Mezar taşına o hakikatleri
yazıp bırakmalıyız. Gelen geçen okusun.
Efendim tekrar tebrik eder saygılar sunarım.
emeğinize sağlık. keşke ilk halimiz kadar temiz kalsaydık bozulmasaydık. sade adımız değil Türk benliğimiz de daim olsaydı.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta