Ah, içine sığamadığım tapınaklar,
Bensiz de dünya senin acın olacak,
Ne hoşgörü, ne kınama,
Neyi istismar ediyorum,
Ne bir hüküm,
Tanrısız vahyin ağırlığı, bir örümcek ağının,
Bir revolver ayırır ofisi, bir bordo ruj,
Abli'yi kaçıran şamar çocuğu mustazaf'a dönersek,
Manat ve Hubal'a secdeler,
Magmanın içinden koşan Hades'in atları ile yarışması için giyinmiş,
Kendimden soyundum,
Kendimi bildim.
Ve tamam,
Bir atı uyumaya zorlayan güvensiz kader,
Acımasız sundurma, yarı açık gözler,
Çivilenmiş ayağında at nalı sesine karıştıkça yenilenen dirlik,
Zülfü rüzgarın yüzüne düşer,
Bağdat'a kadar zaman akıp gitse bile,
Kan,
Yine sana deli değil mi?
Bildiğin için bu zahmete girdin,
Yüreğindeki şiddetli fırtınayı dinler misin,
Geçmek için gece boyunca ablukayı tuttun,
Seni batıran dalgayı hatırlıyorsun,
Abli, yüzündeki o bitkin ifadeyi kaçırma, çok yorgunsun.
Kayıt Tarihi : 18.8.2022 21:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!