Ne zaman
Tükürüp yüzüne
Bütün nihavent makamı hüzünlerimin
Yanık bir bozlak tadında gelmek istesem kapına
Bir kemanın ağlayışı tutar yakamdan
Sonra kayan bir yıldız gibi
Düşer aklıma gülüşün
Alnında kızıl perçemin
Küçücük parmaklarınla
Ah benim şehirli kederim
Ne zaman bir klarnetin iç çekişini duysam
Beynim firari bir kuş misali çarpıyor dünyanın tavanına
Karanlıkta düşlemek seni;
Bütün ışıkları söndükten sonra şehrin
Cımbızla çekip el değmemiş hüzünleri
Yüreğimin en saklı yerinde imbiklemek
Marifetsiz parmaklarımın çalamadığı
En güzel şarkı gibi
Ya da portesiz bırakılmış bir nota.
Karanlıkta düşlemek seni;
Ayın şavkında
Kadeh kadeh yudumlamak denizi
Buğulu gözlerimde
Çekmek ciğerlerime
İyot kokan her zerreni
Ne zaman tükürüp yüzüne
Nihavent makamı hüzünlerimin
Bırakıp kaçmak istesem
Bu düş teröristi kenti
Kendi kurşunuyla vuruluyor şehirli kederim.
Gidemiyorum...
2005
Melih CoşkunKayıt Tarihi : 27.1.2006 00:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)