Geçen vakit, akıp gider ömürden
Dalarsan dünyeviye, kaybedersin uhreviden
Nefes alabilirken hala, yanlışlardan silkelen
Aç elini semaya, tek Rabbine güven
Sıkıntıya düştüğünde, çaren duandır
Ölümden gayrısı yalandır dünyada
Ölümün acısıdır, uyandıran hülyadan
Ecel birgün kapıya dayandığında,
Ne mümkündür kaçabilmek ondan?
Ansızın çalar kapıyı, vakit geldiğinde
Ne bir an öne, ne bir an ertelenir geriye
Sonu kavuşmaktır bâki olan ebediyyete
Hazır mısın arkadaş, hazır mısın ölüme?
Temiz gidebilmek gayemiz, bu fani hayattan
Sabırdır insanı en güzel kurtuluşlara ulaştıran
Ruhu kötülüklerden arındırıp, güzelliklerle buluşturan
Şükrü dilden düşürtmeyip, umut etmeyi alıştıran
Sabırdır ey dost, sabretmesini bil.
Sen sabredince açacak, bir gün o çiçekler
Gündüzü düşlerken gecenin bir vaktinde,
Aydınlığın sanar da beklersin sabahı.
Tüketip de ömrünü, unutursun Rabbini akdinde,
Yakana yapışır kabrinde, boşa giden zamanın ahı.
Sen uyanmayı şafak vakti mi sanarsın ?
Kabirde cevaplamak istiyorsan suali,
Düşürme dilinden hiçbir zaman duayı.
Nurlansın istiyorsan ebedi mekanın,
Rehber bileceksin hayatında Kur'anı.
Sağ elinden almak ise mesele beratını,
İnsan;
Daldı bir rüyaya, uyanmak istemedi
Dünya hali yalandı, bunu fark edemedi
Faniydi halbuki, o da gelip geçecekti
Kandı dünyeviye, ömrünü boşa tüketti
Yıllarca tamamlandım sandım kendimi,
Bir serapmış meğer, sensiz geçen her ânım.
Seninle anladım, ömrümün gerçeğini,
Seninle anlam buldu artık zamanım.
Yoldaşım, sırdaşım, en iyi arkadaşım,
Kavgam yok artık
Yoruldum insanların hengamelerinden
Köşeme çekildim tüm kırgınlıklarımla
Ne kinim kaldı ne de bir eser öfkemden
Yorgunluk sarınca bedenimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!