Bütün kapılar üzerime kilitli kaldı sanki,
Ve ben açamıyorum kapıları.
Anahtar kayıp..
Anahtarı kaybedeli çok uzun zaman oldu.
Ve ben bi türlü bulamıyorum o anahtarı.
Penceremin önünde dururken,
Gözlerimi dikip sonsuz ufuklara
Bir İzmir sabahının ağustos ayında,
Ağustos böceklerinin sesi yırtarken sabahı,
Beynimdeki düşüncelerde,
Adeta kalbimi yırtarcasına susmuyordu.
Tıpkı ağustos böcekleri gibi, susmuyordu.
Yine yanıldım , yine aldandım.
Sana nasıl inandım.
Seviyorum olmuyor,sabrediyorum olmuyor,
Ben yanlışı nerde yaptım.
Sevgi neydi ,sevgi emekti.
Onca emek harcamama rağmen,
Beni neden üzdüğünü ,
Sana anlatmaya çalışırken buluyorum kendimi.
Aslında...aslında buda boşa harcanan bi emekti.
Şuramda... şuramda bişey var.
Göğsümün tam ortasında.
Anlatsam ...anlarmısın.
Nerde....ne zaman anladın ki beni.
Yüzümün gülmediğinin,
İçim de bazı şeylerin öldüğünün,farkında bile değilsin.
Tutmadığın elimi tutan biri olur elbet.
Bakmadığın gözlerime,sevgiyle bakan olur elbet.
Çok değil, bi gün pişmanlık seni de vurur elbet.
Akıntıya karşı kürek çeken bi sandalcıydım.
Yoruldum, yoruldum kürek çekmekten.
Kürekleri aldım sandalın içine,
Bıraktım kendimi akıntıya,
Artık akıntı nereye götürürse.
Emine Sipahi
Kayıt Tarihi : 22.8.2023 01:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!