sığlaştı dudaklarım anmayınca ateşimin gerekçesini
tay acemiliğiyle ani çökerken gece kirli suya
kahkahalarım susar ama ben gülerim
çiçekli bir eylemin soğuk rüzgarı tüner çatılara
ekinler yeşermezse yeşiller ekinleşir üzülme
saralı sevişmeler aydınlık ormanlar doğurur
kalbimizdeki ayrılık otu
hazırlanır gelecek asra...
gökyüzü somurturken yaz güneşiyle kaldırımlara
ayaklarım yeniden keşfeder toprağın kokusunu
ölüm korkusu ve yalın aşk okuludur mutsuzluğun
irdelenir büyük ve şehvetli kentler
dokunmalarla başlarsa kıyasıya aldanmak
çamaşırlar açık sarı lodoslara küser
şiirlere ince ince çöken huzursuzluk
son cinayetidir mutsuzluğun...
anılması sade günler kadar güzel kalacaksın aklımda
ancak bir anne yüreğinin sezeceği kadar gizli
yeni yapılmış evler kadar içinde yaşanılası
senin içinde yitendir asıl ölümüm
ve anılarımın üzerine kurduğum taraçada
göz kenarlarındaki kırışıklıkların
şefkatli bir öpücük görmemiş o masum mahzunluğu
ağrım ağrıyor
ısıtıp ısıtıp içmek istiyorum yalnızlığını...
Kayıt Tarihi : 2.7.2011 01:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!