Henüz ayrılıkların arkasına yazılmış değildi ağıt
Karanlık heceleri yakmaya başladım avaz avaz
Anlamsız kımıldamalarım
Dünyayı zedeleyip eşiği geçer geçmez
Ağlayarak sevdim annemi
Ben durunca da giden cansız atlarım vardı
Perdesiz bir çocuk kenti kurmaya başladım
Kalp şeklinde bir posta kutusu olacaktı girişte
Habersizim
Galiba inşaat halinde
Yavaş yavaş acı çekecek yaşa geldim
Beni göğe çekmeye başladı ip gibi uzun uzun yağmurlar
Bir kuşkanadının altındaki yara gibi
İki de bir kaşıdığım ve ne işe yaradığını bilmediğim kalbim
İşte bu kalp denen yere konar kalkardı sanki
Yalnızlığımı açan sarı gagalı ıslak kuşlar
Sen ben farkı yoktu iki gözüm arasında
Fayda gördüm gözyaşlarından
Ağlayarak sevdim yağmurları
Babamın ekmek kökü dediği
Geceleri su salardık buğday tarlalarına
Ben de, karanlığa birkaç damla ışık ekerdim
Kör fanus kalırdı elimde, ışığı alır giderdi rüzgârlar
Yıldızlar ışık tutardı babama
Mahcup gümüş çocukluğum
Ağlayarak sevdim yıldızları
Ağlayarak sevdim babamı
Hem sılam oldu hem gurbetim
Bir mektup gibi gidip geldim
Baba ocağı ile kışla arasında
Dağları vardı, ırmakları vardı ülkemin
Hele bir sevdiğim vardı ki
Bulutlu ay gibi uçar
Ele avuca sığmazdı saçları
Bir gün değil, bir ay değil, bir yıl değil ayrı geçen zaman
Posta kutusu bomboş haber gelmezdi yardan
Gizli gizli tuttum hasret nöbetini
Ağlayarak sevdim memleketimi
Çocuk gözümde deniz olurdu
Deniz görünürdü gözüme
Başını taşlara çarpa çarpa giden çaylar
Kim bilir hangi kayaları parçaladı
Hangi taşları kum gibi ufaladı
Kim bilir hangi sahili pudraladı
Terlediğim sular
Terlediğim o sularda
Dünyanın ırmakları vardı
Bir bereket vardı o sularda
Ağlayarak sevdim hatıraları
Kurnazlıkları siler yağmurlar
Şafakta kıyama dururum aşka
Şafak ki gecelerin gerdanı
Bu gerdanlarda bir gün daha fazla yaşamak
Bembeyaz gerdanda alnımın izleri
Böğürtlenler geçer içimden
Aşk bir tanım değil midir adımın yanında
Benim tanımım bu, benden iyi tanırsın beni
Kuşların uçuşunda gördüm şafağı
Bu gece düğün evi gibiyim
Bir yanım güneş bir yanım kar kokusu
Aşkla baş ederim ben, beni utandıramaz bu dünya
İnce bir elif çizerken yıldız kayması
Babam yok diye mi acep yıldızlar ışık tutuyor bana
Ağlayarak sevdim aşkı
Bu şiirin arkasında görünmeyen mısralarım var
Kılıcım yok, tüylü kar gibi bir yüreğim var benim
Dirilerden daha fazla belki sevdiğim ölüler
Benimle pazarlığa oturmak istiyor aynadaki görüntülerim
Korkma dedim, öğün sahibi toprak, aldığını geri verecek
Çamur olsaydın can verilirdi belki sana da
Hayat oyununda yoksun sen, rüzgâr döl saçmaz ki aynalara
Seninle bir olamam ben, bilinmeyen tarihteki resmim
Sen ne sandın beni
Damarlarım var benim, dolaşıyorum kanımla birlikte
Zaman her an benim için çalışır, mezar kazıyor bana
Sana budur karşılığım, şımarık resmim ve aynalar
Bir anlatım bıraktım sana, sana söylerken üstüme alındım
Turuncu şiirlerin arkasından çıktım ben
Varsın saçlarımda morarsın geceler
Hem narı hem nuru var gecelerin
Ağlayarak sevdim geceleri
Herkes bir kıskançlık çekiyor
Herkes başka bir şey yaşıyor içinde
Kimi bir mendile sarılacak
Kimi avuç avuç gökyüzüne açılacak kadar
Çatık kaşların arasında sallan biraz
Bir gün biri kapatacak göz kapakların
Yaman bir sevdadır bu
Bu dünya ayna mı yalan mı acaba
Kalk bütün mevsimleri aşka çağır
Elimde kalbim, kalbimde ellerim
Ben bu yaraları kalbimden aldım
Ağlamalar kalbimde bitecek
Ağlayarak sevdim kalbimi
Kuş gibisin, kuş gibi kalbin var senin
Gökleri kışkırtma, boşuna mı af diledi dağlar
Aşk sana haber vermez sen aşkı arayacaksın
Yola koyulmak kolay, bu canı yola koymak zor
Koyacak bir arşiv de yok yaşadıklarımızı koyalım
Şivekâr bir sevdadır bu
Ben aşikâr eylemedim Leyla’yı
Belki de budur benim Mecnun’dan farkım işte
Ağlayarak sevdim seni
İnce bir merhem gibi sürdüm
Bu şiirde çalkaladım yüreğimi
Şairi şiirde arama söyletene bakacaksın
Yangın çıktı içimde
Can evimde bir aydınlık bir aydınlık
Azgın at gibi boşaldın
Yeter söyletme artık
Ağlayarak sevdim şiiri
Kayıt Tarihi : 6.3.2021 00:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!