Pamuk ipliği mi arada bağlar?
Sen bir yana, ben bir yana, sevdiğim…
Gencecik bir gelin, burada ağlar
Hep, adını ana ana, sevdiğim! ..
Dinmez, gözlerimde sicim sicim yaş
Oyalı mendilim kurumaz, hep yaş! ..
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Uzunluğu kadar güzel bir şiir.
Ayrılığın öyküsünü merak ettiren bir şiir...
Aşk ve özlem çok içten.Mektup yazar gibi oluşan havadisler bölümü de şiire hoşluk katmış...
Güzel bir şiir okudum.
Bu siiri sanki ic yakan bir hikayeyi bir nefeste okur gibi okudum......tebrikler.
Çok güzeldi bu hüzün kokan şiir, çok beğendim.
Yüreğine sağlık sevgili Onur.
İzninle grupta yayınlıyorum bu güzel şiiri.
Anlatım çok güzel,beğenerek okudum, duygulandım,herkesin başından geçen tatsız olaylar mevcut.bunları usta bir kalemle dile getirmek maharet ister. kutlarım sizi. N
Koynumda eskittim, en son resmini
Dudağıma zikir ettim, ismini
Bir görsem karşımda, gerçek cismini
Veririm canı o âna, sevdiğim! .. ********ANLATIM HARİKA.BEĞENEREK OKUDUM,EMEĞİNİZİ KUTLUYORUM...
Uzun bir aradan sonra sizi yeniden okumak güzel...
İnan iftiradır, inan yalandır! ..
Eden buldu, içim dışım talandır! ..
Kaç kez yemin ettim! .. Rabbim, inandır! ..
Teneşirde tenim yuna, sevdiğim!
okumaya doyamadıgım şairim yüregine sağlık
kalamin daim olsun
////Seni bu kadar üzeni bir yakalarsam........
'Pes: Bu gün bu kadar yeter, Bunca duyguyu bu derece bir uslup ve ustalıkla kullanan siz... ne kadar süreçte yazdınız... ama bir hazzı bir başka haz ile karıştırmak 'üzüntüden-sevgiye vs...lere' bu kadar hızlı geçemiyoruz. Sindire sindire okuyalım.
Ağıtlarla hüzünü yaşamak ama ustalıkla karıştırmak... Hayır ustalığınıza sevinmek ağıtlara üzülmekten yeğdir. Selamlar. Mehmet Eren Ersoy
Şiir bazen şarkı, türkü olur dillerde. Bazen Sevgiliye serenad. Zaman zaman da yakarıştır onun adı... Öz yaşı, göz yaşı olduğuna da tanığızdır çoğu zaman... Sanırım bu ahvalde de
şiir buradaki gibi içli AĞIT oluyor...
Zengin kadiyelerle süslü güzel bir şiir okuttun bizlere Onur. Teşekkürler... Tercih tabi ki senin ama, benim tasvip etmediğim bir durum var şiirde;
Son dörtlüğü beşli yapman... Bunu pek çok şiirinde de gördüm ne yazık ki!.. Bence yapma...
Kolay gelsin... Ve 'yeter ki; onursuz olmasın aşk!'
SEVGİLİ DOST..
Sanırım bu mısraları okuyanlar şiirin uzunluğundan şikayet ededcektir fakat öncelikle şiirin başlığı göz önünde tutulursa ve şiir baştan sona okunursa anlaşılıyor sebebi uzun oluşun.. bazı konular vardır bir rubai ile anlatırsında bazı konuları kitaplar dolusu yaz san tyinede yetmez.. AĞIT Kutlarım..
Bir yürekde yangın olmazsa böylesi bir ağıt yazılamaz.. şiirdeki acıları alıp gidiyorum desem o acı yine SİZDE KALACAK acıların mısralasrınızda kalması dileğimle esen kalın sevgili dost hep bizimlesin bilesiniz
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta