sabah kokuluyken
anlamini çocukluğundan getir
korkuluğuyum bu akşam da
seni sonlara taşıyacak göçlerin
adımın içinde seni sonsuz yaşatmak
yağmuru en çok sana benzetmekle hükümlü
heveslerim
üzgün gibi durduğuma aldırma
sen çocukluğundan getir yeter
razıyım
tanıma her kente ayrı bir şarkı bulan
yalnizligima terk edilmeyi
gözlerimin her anı dünyayla
dünya senle
sen kendinle...
farklarimiz bir
birlerimiz ayrı...
ağır güldün kaç kez
yanımda bitmeyen bir yoldun
düşlerime çalıştı bitmezliğin
yürünmekten yorulmadin
bir sonraya zaman bırakmak adına
sustum ağaçlara
kendimle rüyalasiyorum...
kendimle iki kişiykendi o gülümseyişim
misafirlere salonlar ayrılırdı ya
kendime değişik sakallar ısmarlardım
devlet cumhuriyeti kutlardı
halk devletin cumhuriyeti kutlamasını
türküden türküye değişik yüzlü bir sevdada
akşamı beklemeden ağlamaya istekli
şimdi gene yoksunum
yaza uzaklaştım sadece...
son yıllarını mahalle öyküsüz geçirdi
çocuk seslerini bir ayrılık gibi anımsadı
gölgesiz sokaklarda ölmekten korkarak
uzak bir peyzaja anlam vermek için
hafta içli zorla rüya görmeye çabasıyla
birbirini boğan korkak renklere sığındı
en iyi zamanı hep sonraya sakladı
ekmeğinin kenarında mutlakaydı hep bir başkasına
ağır gül kokuları üzerine bıraktığı şiirde
gözlerinin en mutlu haliyle
pastellediği boğuk bir mevsimden
özlediği bir düşünceye gömülü...
Kayıt Tarihi : 14.6.2015 11:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kağan İşçen](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/06/14/agir-gul.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!