Dayamış sırtını elin ağacına, sırtındaki kepenek yakar tenini
Ak koyun kara koyun karışmış birbirine
Türkünün yanığını söyler kavalı.
Ağam şuradan üç koyun versen onlarda bana üç kuzu verse
Bir küçük ağılım olsa benimde
Vatanım toprağım olurdu yemin ederim.
Yine senin sürünün bekçisi benim, ben yine çoban haydarım ağam
Toprağından üç sap ot, benim kuzum da yer
Haydar zaten ağa olamaz ağam..
Şehir ekmeğini özledi gönlüm, soğanın cücüğünden yemek isterim
Bir baş soğana beş baş ortağız, cücüğünden vazgeçtik gayrı fakiriz
Dinlersen hak verir anlarsın ağam.
Ahırında sığırlar inekler sürü, ağılında koyunlar kuzular dolu
Senin birine bin versin Allah, göz koyup kıskandım hasetim sanma
Çalışır öderim borcumu ağam.
Hayalim büyük haddim değil mi, hibe et bağışla demiyorum ki
Üç koyun sana dokunmaz bile, sürüne çobanım ben yine ağam..
Bir dikili ağacım olmadı benim, bir avuç toprağa ben ekemedim
Yüzlerce koyunu otlattım ama, bir bardak sütünden içemem ağam.
Bura köy yeridir şehir değil ki
Hepimizi toplasan ya kırk eder ya elli
El versek gönül versek tutunsak diyom ağam
Bizde adama döner rahat ederiz belki.
Kapında ki kulluğum bitmeyecek bilirim
Hayallerim içinde oyalanıp dururum, boş ver ağam söyledim geçti
Koskoca ömür böylece bitti, soğandı ekmekti zaman tükendi.
Seninle burada pay edemedik, koskoca toprağa yerleşemedik
Al dedik ver dedik birleşemedik, böyle uğraştık böyle didindik.
Sonun da iki metre kefene sığdık be ağam…
Kayıt Tarihi : 7.10.2008 23:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hani diyorsunuz ya,
....
Sonun da iki metre kefene sığdık be ağam...
hocam süpersiniz ya.....yüreğinize ve güzel duygularınıza sağlık diyorum...
TÜM YORUMLAR (4)