Unilever’in sloganı “her yerde, insanların günlük ihtiyaçlarını karşılamak”. Bu çokuluslu şirketin kesinlikle devasa ve giderek artan bir küresel yayılma alanı var. Unilever, her gün 150 milyon insanın “ailelerini beslemek ve evlerini temizlemek için” kendi markalarını seçtiğini gururla ilan eder. Şirket, dünyanın en tepedeki paketlenmiş tüketici malı üreticilerinden biridir ve deodorantlar, güzel kokular, sabun, margarin, çay, donmuş gıda gibi sayısız ürünü dünya çapında satar. Unilever, 150’den fazla ülkede satış yapar ve yıllık yaklaşık 46 milyar dolarlık satış geliri elde eder. En az 90 ülkede yan kuruluşları olan Unilever’in 295 bin çalışanı bulunmaktadır (2000 yılı rakamları) . Unilever, dünyanın en tepedeki 3 yiyecek şirketinden biridir - Nestle ve Kraft’tan sonra - ve dünyanın ikinci en büyük paketlenmiş tüketici malı şirketidir - Procter & Gamble’ın ardından.
Unilever’in devasa büyüklüğü ve dünya çapındaki varlığına rağmen, şirketin gerçek ismini saklaması, önemini gizler. Unilever perakende satışlarını kendi adı altında gerçekleştirmez. Çeşitlilik illüzyonu yaratan marka isimlerini tercih eder. Magnum, Omo, Lux, Calvin Klein kokuları, Dove, Knorr, Ben&Jerry’s, Lipton, Slim-Fast, Iglo, Unox, Becel ve Lever 2000 gibi marka isimlerini kim bilmez ki? Bunların hepsi “Unilever’in marka isimleri donanması”nın birer parçasıdır. Unilever, marka isimlerinin fark edilmeksizin geçip gitmediğinden emin olmak için pazarlama ve reklama devasa boyutlarda para harcar. Şirket muhtemelen dünyanın bir numaralı reklam vericisidir (Advertising Age, şirketin 1999 küresel medya harcamalarının, 3.1 milyar doları A.B.D. dışında olmak üzere, 3.7 milyar dolar olduğunu tahmin etmektedir. Bu, Unilever’i dünyanın bir numaralı reklam vericisi yapmaktadır) .
Şirketin tarihi
Unilever, 1930’da Hollandalı margarin şirketi Margarine Unie’nin İngiliz sabun üreticisi Lever Brothers ile birleşmesiyle kuruldu. Her iki şirket de aynı hammaddeler için (örneğin yağ tohumu) rekabet ediyordu, ikisi de büyük-ölçekli ev ürünü pazarlamasıyla uğraşıyordu ve ikisi de benzer dağıtım kanallarını kullanıyordu. 40’tan fazla ülkede iş yapıyorlardı. Margarine Unie 1920lerde diğer margarin şirketleriyle birleşerek büyüdü. Lever Brothers 1885’te William Hesketh Lever tarafından kuruldu. Lever, tüm dünyada sabun fabrikaları kurdu ve birçok ülkede plantasyonlar oluşturdu. 1917’de Lever balık, dondurma ve konserve yiyecek işletmeleri alarak, ürünlerini yiyeceklerle çeşitlendirdi.
..
Özlüyorum
Her sabah sana açıyorum gözlerimi
Seni aralıyorum yorgun sabahlara
Penceremden efil efil sen esiyorsun
Sen gelince aklıma Afrika oluyorum
Öylesine aç,öylesine sefil
Umutlarım çöl gibi çorak
..
'Sükut etme Nazlı yar beni benden edersin'
Aramıza tramvaylar girer hint kenevirleri cuma selaları
Bu eller öpülmez diye kimse öldürülmez amenna
Sen istersen ölüyü bile cana getirirsin acil
-Bütün kara parçaları bana girsin, afrika kıtası dahil..
..
Esen rüzgardır dalgaları devleştiren
Bir kraldı halkları tarafından devrilen
Ey tiran sen miydin halkları sömüren
Selam kuzey Afrika tek yürek halkına
Sonuç nereye varırsa varsın yararına
Selam yükseklerde uçan çöl kartalına
...................Bizden size selam
..
Benim adım Afrika
Tenim de bahtım da kara
Senede bir gün beni hatırla
Benim tenim senin kalbin kara
Sen sıkma canını
Ben sensiz de ölürüm
..
Tek ayaklı bir masada afrika menekşesi
Adını neden afrikadan almış ki
Yolumda halılar var hepsi petunya desenli
Mırıldanıp duruyorum andante bir melodi
Çimdikle uyandır beni.
Takla böceği gibi hissediyorum kendimi
..
Bunlar kemik yığınlarıdır
milyonlarca milyonlarca
insanın insanca yaşamamasıdır
açlığın derbederliği
ölümün kol gezdirildiği
bir insan ülkesinin
görüntüleridir.
..
Beslenme yetersizliği değil
beslenememenin açlığın örneğidir
bir deri bir kemiktir
geride kalan
et yığını değil
insanca yaşamamanın
örneğidir.
..
Ey gökkube bu ne itiraz
Gözlerin top mermisi yivi
Vücudun şev yelkeni olmuş
Tümden görüş alanı içindeyiz
Afrika' da fil kasırgası mı bizi sarsan
Oksijen filintası amazon ormanları
..
Şiir bahçesinde esiyor yine esin rüzgarları.Kırılıyor en ince yerinden gül dalları.İnciniyor bülbülün ince dudakları.Öpmelerinden geriye bir yığın tarumar kalıyor.Ahhhh gül endamları yerlerde kan ağlıyor.
Yeryüzü sularını ince çizgiler halinde yaralarından süzüyor.Bir sancı halinde yayılıyor vadiler boyunca nehirler.Çocuklar suların debisinde boğuluyor.Yüreğini yırtıyor çakıl taşlarının en keskin uçlarıyla anneler. Bir yürek kanayışı denizin kıyısına varıyor.Gün batımı vaktinde hayat kan kızılı bir manzara oluyor. Mor renkli kıyılar zambakların yalnızlığına dönüşüyor.
Bir kız kızgın taşlarla oynuyor.Elleri yanık buğday tarlaları gibi cehennem kokuyor.Küçük kız bir yüce gönüllülük gösterip dünyanın taşlarını yerinden oynatıyor.Elleriyle ateşten duvarları yıkıp şiirsel duvarlar örüyor.Gül bahçesinde sarmaşıklar mısra mısra imge kokuyor. Şair kanadında bir kuş kızın saçlarına konuyor.İkisi beraber hüzzam tadında bir şarkı dillendiriyor.
Yaşlı ve olgun bir karga şiirin tam ortasına pisliyor.Dışkı kokuyor günün en verimli saatleri. Bütün gün karga kanadında ölgün düşler masmavi gökyüzünde dolaşıyor.Şiir kaçacak yer arıyor.Şair şiirini bir karganın pençeleriyle yakalıyor.Ölüme dair dizeler dünyanın kırılgan yerlerinden akıyor.Sokaklarda cinayet işleniyor.Bir savaş Fırat nehrinin kıyılarında ansızın ortaya çıkıyor.Çünkü bu nehrin adı bütün sözlüklerde kan ağlıyor. Sağır ve dilsiz bir barış Mezopotamya’da kol geziyor.
Şair düşleriyle yetiniyor.Dişlerinin arasında tok sözler bir mine gibi akıyor. Gülümseyişlerinden şiirsel ışıltılar dökülüyor.Şairler ağız tadında bir hayatı kelimelerin tat veren kıvamında yaşıyor.Düş denizinde peynir gemilerini yürütüyor.Şair gönül tokluğunda bir Afrikalı gibi yaşıyor. Afrika çiçeklerini yürek obasına dikiyor. Şair en çok zenciye benziyor.
Gün batımı kızıllığında deniz yüzünün derisini yüzüyor.Martılar çığlıklar halinde denizin mavi gözlerine saldırıyor.Kan ağlıyor deniz.Dalga dalga yayılıyor acı.İnsanlar acılara boğuluyor.Anneler bir balık gibi çırpınıyor.Kızlar ve oğlanlar bir şairin dizeleriyle güneşin altın ışıkları altında can veriyor.Çünkü şair en çok zenciye benziyor.Beyaz tenli insanları göz yaşlarının sularına katıyor.Onları düş denizine sürüklüyor.Onları kum görmüş su görmemiş bir insanın özlemiyle yakarken denizin serin sularında atıp boğuyor. Şair zenci dolu bir hapishaneye benziyor.Ne yaşıyor ne de ölebiliyor.Hep karanlığa mahkum oluyor.
..
12
enípnion
- bana neler olduğunu
sorma bana
..
İspanya, İngiltere veya Fransa gibi
Sömürgeci ülkeler hapisleri boşalttı.
Amerika, Afrika gibi biçareler içine
Gemilerle götürdü, bulduğu yere attı.
Her türlü canavarlığı yaptı bu katiller
..
*- 0001-Fairy Dari Turki -5.009 - Indonesian
Do you know...
Peri Dari Turki....
Sebagian dari ke Eropa, untuk tiba...
Beberapa ke Amerika, untuk mencapai...
..
*- 0001-Fairy Dari Turki -5.009 -Malaysia
Do you know...
Peri Dari Turki....
Sebahagian daripada ke Eropah, untuk tiba...
Sesetengah ke Amerika, untuk mencapai...
..
*- 0001-Fairy Dari Turki -5.009 -Malaysia
Do you know...
Peri Dari Turki....
Sebahagian daripada ke Eropah, untuk tiba...
Sesetengah ke Amerika, untuk mencapai...
..
*- 0001-Fairy i Türk -5.009 - Danish
Kender du...
Fairy Of Turk....
Nogle af til Europa, for at nå frem...
Nogle af til Amerika, for at nå...
..
*- 0001-Fairy Of Turk -5009 -Norwegian
Vet du...
Fairy Of Turk....
Noen av til Europa, til å komme...
Noen av til Amerika, for å nå...
..
*- 0001-Fairy Of Turk -5009 -Svahili
Je, unajua...
Fairy Of Turk....
Baadhi ya Ulaya, kuwasili...
Baadhi ya Marekani, ili kufikia...
..
*- 0001-Fairy Of Turk -5.009 -Swedish
Vet du...
Fairy Of Turk....
Vissa av till Europa för att komma fram...
Några av till Amerika, för att nå...
..
*-*- 0.0.0.1-Fairy Tal Turk -5,009 -Maltanish -
Do you know...
Fairy Of Turk....
Xi ta 'l-Ewropa, biex jaslu...
Xi ta 'l-Amerika, biex jilhqu...
..