Susmalısın dediler her şey söyleme yeter
Zamanın keskin dişi iz bırakır yakanda
Başında esecektir yalnızlık rüzgârları
Kim söylüyor fütursuz susuyor herkes her gün
Biraz daha dikkat et şiirini yazarken.
Bitsin deriz cinayet bitsin kadına şiddet
İşlemeli adalet kaybolsun nefret hiddet
Süregelen bu düzen düzelir mi apansız
İmkânsız efendiler örnek birkaç imkânsız.
İğnenin deliğinden yirmi deve geçer mi?
Gün gecenin içinden ışığını seçer mi?
Yalandır dünyanın varlığı yalan
Yaşarken binleri etsen de talan
Giderken amelin yanında kalan
Zehri yudumlarım balı istemem.
Ne olmuş yastıklar olmuşsa taştan
Ateşte yetişen gülü istemem
Rüzgârda uçmayan tülü istemem
Yeniden yanmayan külü istemem
Sevgiyi çalmayan tek tel istemem.
Dostta arkadaşta yok ise vefa
Kafesinden çıkardım özgür koyup kuşları
Hüzün çizen ressamın yıpranmış defterinden
Dümdüz ettim elimle yükselen yokuşları
Dünyaya neşe yağdı güneşin iplerinden.
Yalana dostum yine muhtacım ya morale
Gece gördüğüm kâbus salıverdi bu hale.
Söyle bana kartanem kimler çaldı düşünü
Hangi fırtına sildi yüzünden gülüşünü
Hangi kem göz izledi maviden düşüşünü
Aman küsüp erime dondurup yak elleri
Azminle aşmalısın dağ olsa engelleri.
Kül rengini kim serpmiş bu şehrin sokağına
Nefessiz mi kalmışlar boynu bükük ağaçlar
Peki kimler abanmış evlerin dudağına
Kar beyaz, orman beyaz gökyüzü bile beyaz
Muta nikâhı kıymış beyazla keskin ayaz.
Boyunları bükülmüş uzun boylu çamların
Belli beli ağrıyor kar altında damların.
Masal üflermiş annem sararken kundağıma
Güle meftun bülbülün bitimsiz tutkusundan
Binbir gece düşünü sürermiş dudağıma
Serpermiş üzerime yüz yıllık uykusundan
Onun için belki de şiirim masal gibi
Kırmızıyla beyazın aşkının tek meyvesi
Yeşil kırda salınan pembe bir mimozayım.
Küstürmeye yeterli esen rüzgârın sesi
Dokunmak isteyene eza veren cezayım.
Mızrak çarptı göğsüme için için kanadım
Afet miydim bilmem ki Afet olsa da adım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!