Güldün,bir gülüşünle aşığın ettin beni.
Yakıcı bakışınla,küle döndürdün beni.
Görür, görmez vurulup,ne çok sevmiştim seni.
Gönlüm de tahtın kurup,baş tacı ettim seni.
Serdim ayak altına,hayatımı ben sana.
Önünde diz çökerek,köle oldum ben sana.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sn. Topallar.
Bence enfes bir şiir. Aşağıda Ben Sana Tiryakiyim isimli şiirimden bir dörtlükle katkıda bulunmak istiyorum müsaadenizle. Büyük harflerle yazılan mısra yüzünden bir şairle mahkemelik oldum. 10
Ne günâh edersen et, aşkının kölesiyim
İSTRESEN BENİ ALDAT, KAHIRIMDAN ÖLEYİM
Kurusun gözyaşlarım, aşkınla sürüneyim
Ne meye ne meyhaneye, ben sana tiryakiyim
Dudaklarınızdan tebessüm, kaleminizden ilham eksik olmasın.
Sevgiler.
Âlimoğlu
Kutluyorum Hocam Güzel ve anlamlı mısralar Yüreginize saglık
Selam ve saygılar
YÜREK COŞUNCA BÖYLE GÜZEL MISRALAR DÖKÜLÜYOR.
TEBRİKLER.
SELAM VE DUA İLE.
kaleminiz daim olsun üsdadım.selam ve dua ile.
Tertemiz,büyük aşkı kirletip,bitiren sen.
Yıkılmaz,dev bir aşkı; ihanetle yıkan sen.
Ne çabuk ta unuttun,unutmayan hala ben.
Allah af eder mi hiç,af ederim,dönsen ben.
Akıcı güzel duygular dile gelmış kutlarım gönlüne sağlık sevgilerr
Serdim ayak altına,hayatımı ben sana.
Önünde diz çökerek,köle oldum ben sana.
Yüzümü güldürmedin,cefa çektirdin bana.
En son ihanet ettin,revamıy dı bu bana.
selamlar Şükrü bey
çok güzel anlatım ama,ihanet o kadar da kolay affedilecek bir şey değil,
Vardır şairin bir bildiği
şiiriyle kapatmış gediği
çocuk değilki
giydirsen ediği
lütfen kabül buyurun küçük bir sesleniş yapmadan edemiyorum
saygılar sunarım
osman karahasanoğlu
Ne çabuk ta unuttun,unutmayan hala ben.
Allah af eder mi hiç,af ederim,dönsen ben.
ben olsam hep şiirlere dökerim ama asla af etme sizde etmeyin gideni:))).....yüreğinize sağlık beğeniyle okudum
Tertemiz,büyük aşkı kirletip,bitiren sen.
Yıkılmaz,dev bir aşkı; ihanetle yıkan sen.
Ne çabuk ta unuttun,unutmayan hala ben.
Allah af eder mi hiç,af ederim,dönsen ben.
Sevgiler hiç bitmiyor değil mi dost. Hep yüreğimizin bir köşesinde merha demelerini bekler ve geldiği anda da afedip yeniden sarmalar.
Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygılarımla tam puanımı bırakıyorum sayfanıza
Her dizenizde anlam derinliğinde oluşmuş olan kelamınız, derin duygularla yüreğe oturuyor. saygılarımla.
tebrikler üsdat.kaleminiz daim olsun.selam ve dua ile.
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta