Adresi Belli Mektuplar - IX

Uğur Deniz Ülkegül
279

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Adresi Belli Mektuplar - IX

Sensiz bir sabah..Ruhumun bedenime oturmadığı saatler..Aylar oldu…
En son, ne zaman gülmüştün, dilinde delişmen bir şarkıyla bakıp gözlerime.. Oysa bir
an kadar yakın duruyor her şey..Bakma bana sen..Böyle oluyor işte, çekilmez oluyorum, huysuzlaşıyor sen yanım,seni özlediğim zamanlar…

Küçük kızı bulmuşlar..Dün okudum gazetede..Kız kurtuldu, ailesi mesut, Polisler rahat, Vali kaymakam keyifli..Ortada bir tek “kurban” var artık.. Kader mahkumu bir canavar.. Fazla sürmez zaten, el altından bir karar,üç beş yıl süren kodes hayatı, sonra O da çıkar…Sen de biliyorsun ya,böyle yürüyor bu memlekette işler..

……….

Aylar oldu..En son hangi akşam dokunmuştun tenime..Islak dudaklarında uzanıp öptüğüm tuz tadı..Kadınlığın bir dalga misali dolanmıştı belime.. Yorgunluğum nasılda kolay düşmüştü ellerine..Ne zaman yokluğuna dalıp gitsem, gözlerim üşüyor..Bir sızıdır başlıyor inceden yüreğimde, birikiyor sonra, ıslanıyor acı, tutamıyorum kahretsin işte..

Kirpiklerimden kayıp düşüyor…

……….

Artık gökyüzüne bakınca kirli bir mavidir gözüne çarpan..Çocukluğunu bıraktığı o karanlık dehlizde, mecalsiz bakışlarından -bir amansız sorgu- ayak uçlarına düşen..Hala ıslak, hala taze, hala pıhtılaşmamış kan damlıyor masumiyetinden..Her şeye yeniden başlamak..Lanet olsun, binlerce kez lanet! ! Zordur bu ülkede çocukça yaşamak…

………..

Yürüyorum bazen saatlerce..Yönsüz yansız zamansız sancılar büyüterek içimde..Pervasız yağmur, rüzgar serseri, her adımda bin yılın hasretini saplıyor toprağa, giderken bıraktığım ayak izleri…Hani diyorum ayyaş bir şoförün bindirdiği duvar olsam, yada bir sokak serserisinin sustalı bıçağına saplasam kendimi, kör bir kurşuna bütün sancılarımı doğrultsam biter mi sensizlik dediğin..? Aylar oldu gülüm..En son, hangi soluksuz kalışında yenilmiştin bana..Neydi kulağıma sessizce eğilip söylediğin?

…………

Yer mi değiştirmeli, göçüp gitmeli mi buradan? Kimsenin beni bilmediği bulamadığı yere derken, sıkıyor yumruklarını, tırnaklarını avucuna batırıyor hırsla..Elini kana buluyor kendi öfkesi..Hani insan demişti öğretmenim, insanca yaşamak demişti..Hani sevin demişti herkesi, hani doğaya sahip çıkın, hayvanları koruyun, sevin bu ülkeyi..Ben neden sevemiyorum artık? Kadınlığım size utanç, doğurgan öfkeler taşıyor sarsılan bedenim..

Ellerim.. Ellerim…

Ellerimi neden bıraktınız öğretmenim?

…………

Hani kaldırıp başını bazen, o gökyüzüne bakışın var ya..Hani boynunu geriye atıp, saçlarını omzundan bırakışın..Hani deliler gibi dönüp etrafında, sonra küçük bir çocuk gibi gelip, yanıma uzanışın…Ah sevdiğim..Bile bile yenilmek var ya hani, benim sana kanışım, senin aldanışın..Hani yalan dediğimiz aşk var ya..En gerçek maviden daha özgür, en sıcak bakıştan daha derin ve en büyük kavgadan daha yürekli bir ruh taşır içinde. Bedensiz aşklar ülkesi bu diyar.. Adam soluksuz arzular taşırken ölür cebinde…
Aylar oldu..En son, ne zaman can verdim sözünde..Hangi olmaza meydan okudum, hangi imkansıza kafa tuttum delice…Bu ne anlatmaya, ne dinlemeye güç yeten bir bilmece..

Sövülesi zamanlardan arta kalmış sessizliğim..Şimdi sana da yeter, bana da..Şu kör olası sensizliğim…

…………..

Beni ne kadar çabuk unutursanız, o kadar çabuk iyileşir yaralarım..Sayın ki böyle bir şehir yok..Böyle bir cadde, böyle bir sokak, böyle bir çocuk/kadın…Siz kendi çocukluğunuza yeni bir masal anlatın..Ve sonra suç işleyin yeniden ve kendi suçlarınızı, çocukluğunuz büyümeden affedin..Farz edin ki, hiç geçmedim kapınızın önünden, sesim sızmadı hiç pencerenizden, merdivenlerinizden çıkmadım..

Hiç yorulmadım oynarken, dizlerim kanamadı benim, acıkmadım..

Adımı sormayın artık çünkü ben de bilmiyorum.. Kasıklarınıza vuran şehvetinizde kaybettim çocukluğumu, arsız ve onursuz öfkenizde..Bir çay molanızda, ayak üstü bir kaldırım sohbetinizde, rakı sofranızda yitirdim düşlerimi..Adımı sormayın artık, ben de bilmiyorum..Örtün korkularımın üstünü biraz, sadece..Sadece uyumak istiyorum…

Susun..! ! !

……………..

Sensiz bir sabah..Ruhumun bedenime oturmadığı saatler..Mevsim göç, tenim aç, yüreğim öfkeye suç..Yine geç kaldı düşler…

Sustum! ! ! ...

...................................................................................................................................

İLKÖĞRETİM öğrencisi 13 yaşındaki E.Ş.’yi kaçırıp günlerce tecavüz ettiği iddia edilen G.M.A., cezaevine götürülürken sorduğu soru herkesi hayrete düşürdü.

Tutuklanan G.M.A. polislere, ‘Abi ne zaman af çıkar? Ne zaman tahliye olurum? ’ diye sordu. G.M.A.’nın, Ulucanlar Kapalı Cezaevi’nde diğer mahkûmların olası bir saldırısına karşılık özel hücreye konulduğu kaydedildi.

Hürriyet / 24.10.2005

Uğur Deniz Ülkegül
Kayıt Tarihi : 25.10.2005 08:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Kıymet Kuşçu
    Kıymet Kuşçu

    Yaşanan acı gerçek/gerçekleri tüm yalınlığıyla, bir çocuk, zamansız bir kadın yüreğiyle dökülmüş satırlara.İçim acıyor.
    Duyarlı yüreğinizi selamlıyorum.

    Cevap Yaz
  • Meral Yağcıoğlu
    Meral Yağcıoğlu

    çıkar vallahi öncekiler gibi de salar sokaklara hırlıyı hırsızı
    çocuklarımız geleceğimiz duyarlısınız tebrikler

    Cevap Yaz
  • Ayşe Keskin
    Ayşe Keskin

    Ellerim !
    Yumuk yumuk ellerim

    açsam içini kaskatı katılan yüreğim
    en masumu tenim kirletildi.

    Çocuk !,kadınlığından utandı
    adam ! ;çocukluğundan utanmadı.

    Yakında af çıkar yasa affeder ama
    ya Çocuklar , ya çocuklar !

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Uğur Deniz Ülkegül