GÖNÜL ÜŞÜYOR
yapraklar dökülür ekim olunca
geceler ayazdır gündüz ısınsa
dünya senin olsa olmaz umrunda
serde yalnız kalmış hasret üşüyor
Büyük bir imtihan gelip de çattı
Çalıyor kapısını bir bir dünyanın
Bakalım hayvandan ne imiş farkı
Medeni denilen şu Avrupanın
Hala bir yolu var görmek isteyen
İnsanlık ölmeden bilmek isteyen
Her köşe başında bir deli Dumrul
Yoluyor milleti haberin var mı?
Bir milyon emekçi bir deli Dumrul
Toplasan etmiyor haberin var mı?
Bozulmuş yukardan aşağı her şey
Boşa dirsek çürütmüşler
Makam mevki edinmişler
Hak hukuk boşa demişler
Seyreden hadi bakalım
Nasılda ışık saçar
Bu karanlık dünyaya
Yeminli ruhlar sanki
Garip gönüle konmaya
Hani meleklerin
Kanadı vardı hani
Tek yol var bildim bileli
Candan cana gidenleri
Yüreği can diyen başka
Ebediyet seçenleri
Arama yok başka yolu
Bulunmaz alemin sonu
Perdesiz dört duvar kapı
Nasılda sıcaktı camı
Hayali; öldürdü gerçek
Ne zaman ki serildi halı
Üşümenin adı sanki
Hayalin bittiği anı
Makam mevkide birinci
Lafları var inci inci
Yoğurt ekip ayran biçer
Şu güneşin kim çeker ki yükünü
Yana yana döne döne külünü
İlahi bir aşkı bulur ardında
Geldik bu cihana gitmek üzere
Ne anlaşma yaptık ne bir sözleşme
Bir sevda makbuldür düşerse gönle
Ne kalır geriye insan sevince
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!