Beni karalara yazdın,
Kara kara yazılar yazdın,
Sen benimle oynamazdın,
Kara bahtımı ben mi yazdım?
Sevmek, ölesiye nedir, bilemezler?
Odundurlar, hissizdirler, sevemezler,
Mehtapta boğulasıya gözyaşı dökemezler,
Sevilip te sevemeyenler, acısız ölemezler.
Karanlığın güneşle söküldüğü an
Acı bir sese uyanıyorum,
Acaba bu acı ses nedir?
Diye etrafa bakınıyorum.
Kalkıp bir pencere açıyorum.
Salâ, acı bir sesle verilen bir salâ
Canım çıkasıya terimle yazdım, seni karlı dağlara,
Sen varsın ey karam attığım her adımda bahara.
Kan üstüne kan koşarken şafaktaki bahara,
Kurşunumla yazdım seni, sabahı olmayan karalara.
Gecenin sessizliğine ağlamak,
Nedir bilir misin sen anne?
Sızlayan kalbinin karşısında,
Hiç titremeyen taş bağırlı gece.
Bildin, değil mi?
Ne ekmek elden,
Ne de su gölden.
Ne gelirse, şu nasırlı elden,
Ne gelirse, şu sevdalı yürekten
Gelir.
Sazımdaki titrek sevda telimsin,
Nota nota, ezgilerde okudum seni.
Şen gönlümde, hoş bir nağmesin,
Şarkılarda, nakaratlarda buldum seni.
Başımdaki çılgın sevda yelimsin,
Kapı, kapı ardı kapılar,
Kapılar arkası karanlıklar,
Karanlıklar, gözün göremeyeceği,
Kalp gözü için, aydınlıklar, karanlık içi,
Gerçeğe, sonsuzluğa açılan kapılar.
Kimi demir, kimi çelik, kimisi tahta,
Sabır gübresiyle beslenen güller, özlemle,
Mutlaka bir gün nurlu şafaklara doğru açacaklar,
Ve beklenen, özlenen şafaklar gözyaşlarıyla,
Ama mutlaka ve mutlaka, ümitle doğacaklar.
Yarınları düşünüyorum, yanımda sen.
Anadolu’nun bir köşesinde, ücra bir köyde;
Okuldan çıkmış evime yollanıyorum.
Karlar yağıyor, çok soğuk, titremekteyim.
Koşup geliyorum, sıcacık evimde sen;
Hani şu toprak damlı, taş duvarlı ev.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!