Oysa tüm dünyayı omuzlarımızla kaldırabilecek kadar yürekliydik... Çılgındı hayallerimiz, bütün sıradanlıkları çatlatırcasına... Gülüşün herkesten farklı, bakışların her şeyden anlamlıydı... Yüreğimin üstüne dökülen ılık damlalar gibiydi her kelimen... Cümlelerin, coşkun denizlere dönüyordu kelimeler birleştikçe... Fikirlerin, içinde boğulduğum, boğuldukça yeniden doğduğum okyanusum oluyordu... Gönlüm, senin deryânda huzur buluyordu...
Serin bir sonbahar akşamı, gitmeni hiç istemeden yolcu ettim seni... Aşkın yeni adı “beklemek”ti... Gelecek zamanı umutla bekledim... Geçip giden zamana kızarak bekledim... Eridim, tükendim, en bittiğim yerde direndim... Yine de bekledim... Yorgun başımı dimdik tutarak bekledim... Uğurladığım gibi geleceğini düşleyerek bekledim... Gönlüm, bu amansız bekleyişi de sevdi... Beklemek bile seni, tahmin edemeyeceğin kadar güzeldi...
Güneşin her doğuşunu, gelişin zannederek uyandım karanlıklardan... Her uyanışın ardından panikle koşuşturdum etrafta... Bütün kapılarını zorladım hayatın... Bütün kapıların ardında seni aradım... Yandım... Kor ateşlerde yandım... Yokluğun yangınmış meğer, yandıkça anladım...
“Üzülme” diyemedi kimse, üzüldüğümü bilemedi kimse... Çaresizliğim hep yalnızdı… Adın hep saklımdı... Suskunluğumdun sen benim... Sustum... Çok sustum... Hep sustum... Sensizliği anlayamadan sustum... Sensizliği anlayamadığım için sustum...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Teşekkür ederim Yavuz Hocam...
Ölümün götürdükleri kadar getirdiği acılarda var severek okudum içim acıyarak.
Güzel duygularını büyük bir beğeni ile okudum. Sevgiyle Kader
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta