Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
Oturmuş İstanbul Boğazına nazlı nazlı
Dayamış sırtını Karadeniz'e şuh bakışlı
Sağ ayağı Avrupa sol ayağı Anadolu
Saçlarını dağıtmış omuzlarından aşağı
Bir ucu Marmara diğer ucu Karadeniz
Eteklerini açmış sabah rüzgarına
Bir ucu Gebze diğer ucu Çatalca
Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
Dudakları kiraz rengi gözleri deniz mavisi
Sinesinde barındırır bir tarafında
Sultan Ahmet diğeri Ayasofya Camii
Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
Gözleri deniz mavisi,dudakları pembe pembe
Bir adı Üsküdar diğer adı Dolmabahçe
Gözyaşlarını akıtıyordu Ortaköy ve Çamlıca
Tarihi yok eden Marmaray'a ağlıyordu
Bir kadın gördüm gözleri kömür karası
Sinesine oturtmuş adaları sanki inci tanesi
Güzel yüzünde fırtınalar esiyordu
Çok dokunaklıydı hali İstanbul'a ağlıyordu
Bir kadın gördüm dudakları kan kırmızısı
Gözleri karanlıktı bakıp görmüyordu Marmara'yı
Hep Maltepe Sahili'ne bakıyor ve ağlıyordu
Bir kadın gördüm dünyanın yedi harikasıydı
İstanbul Boğazı'nın iki yakasında yaşıyordu
İçi boşaltılmış,rengi solmuş güzelliği yok olmuş
Vücudunda devedikeni gibi yapılar yükseliyordu
Bir kadın gördüm,boyu sanki selviye benzer
Dudakları alev alev gözleri sanki deniz mavisi
Aşıklar ona bakarak şiirler yazarlardı evelinden
Kalamış'tan Göksu'dan nağmeler yükselirdi onun adına
Bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
Güzelliği dilden dile destan olmuştu
En güzel koyları aşıklara mesken olmuştu
Kadir kıymet bilmeyenlerin elinde perişan olmuştu
Ben bugün bir kadın gördüm adı Kostantinopolis'ti
Bitap harap düşmüştü insanlardan feryat ediyordu
Güzelim adalar ve sahiller yok olmuş yanakları çökmüştü
Güzel lehçesiyle İstanbul Türkçesi bakımsızlıktan bozulmuştu
Ben bugün İstanbul Boğazı'nda Kostantinopolis'i gördüm
Dünyanın en güzel kadınlarına aday bir kadın gördüm
Hali perişan,tarihi şanı bitirilen kendi tüketilen bir İstanbul
Artık dünyanın yedi harikası olmayan çehresi tabii olmayan bir şehir.
15.05.2014 Almanya
Senem AygülKayıt Tarihi : 15.5.2014 22:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mavi Yıldızlı Şiir'ime olumlu vaya olumsuz yorum yazan ellerinize sağlık.Herkes elbette benim gibi düşünmek zorunda değildir.Ben yarım asırdır Avrupa'da yaşayan hemen hemen bütün ülkelerini dolaşan,asırlarca imparatorluklara ve krallıklara başkent olmuş mega kentleri görmüş biri olarak,tekrar ediyorum ,İstanbul hala hor kullanılan dünyada hiçbir şehirle mukayese edilemeyen bir değerdir.Yazdıklarım gözlemlerimdir.Her yaz tatilinde İstanbul'u izlerken yüreğim burkuluyordu.Paris ,Londra,Viyana ,Prag,Hamburg,Berlin,gelişip büyürken geçmiş tarihin izlerini silmeden düzenli ve planlı bir şehir olarak kalmasına önem verdiler.Beton rantını öne çıkartıp,tarihi dokuyu gölgelemediler.Şehirlerin doğal yapısını bozmadılar.Ayrıca tarihi ezber değil,gerçeğini bilmek gerekir.Bakın bir alıntı:
''Asıl Rumca'dan gelen isim İstanbul''
Oprah Winfrey, Colin Powell, Madeleine Albright, Calvin Klein'ın da aralarında bulunduğu dünyaca ünlü isimlere rehberlik yapan Saffet Emre Tonguç, Türk insanının, şehrin Rum ya da Yunan geçmişini hatırlattığı gerekçesiyle Konstantinopolis ismini sevmediğini ifade ederek, ''Asıl Rumca'dan gelen isim İstanbul. İmparator Konstantin Roma'dan gelerek şehri kuruyor ve kendi adını veriyor. Aslında adam İtalyan ve Rumca tek kelime bilmiyor'' diye konuştu.
Cumhuriyetten sonra resmi olarak kullanılmaya başlanan İstanbul isminin, Rumca'dan geldiğini ve geçmişte de kullanılan bir isim olduğunu ifade eden Tonguç, İstanbul'un kelime olarak kökeninin ''şehre'' demek olan ''stan'' ve ''şehir'' anlamında ''polis'' kelimelerinin birleşiminden geldiğini anlattı.
Tonguç, ''Neden 'Stanpolis' demişler? Çünkü buraya gelen insanlar, yolda şehri sorarlarmış, 'Şehre nasıl gidebiliriz?' diye. O yüzden de şehrin adı 'Stanpolis' olarak kalmış ve zamanla İstanbul'a dönüşmüş'' dedi.
Osmanlı'da şehrin ''Konstantiniyye'', ''Asitane'', ''Dersaadet'' gibi bir çok ismi bulunduğunu belirten Tonguç, cumhuriyetle birlikte İstanbul adının kullanılmasının bazı sıkıntılara neden olduğunu söyledi.
Çeşitli dil ve medeniyetlerde farklı şekillerde adlandırılan İstanbul, Grekçe'de ''Vizantion'', Latince'de ''Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma'', Rumca'da ''Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis'', Slavca'da ''Çargrad, Konstantingrad'', Vikingce'de ''Miklagord'', Ermenice'de ''Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli'', Arapça'da ''Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma'', Selçuklular'da ''Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul'' ve Osmanlıca'da ''Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü'l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergah-ı Mualla, Südde-i Saadet'' isimleriyle anılmış.
Osmanlı İmparatorluğu, 1004 yıl ''Byzantion'', 1116 yıl da ''Konstantinopolis'' olarak adlandırılan şehri fethettikten sonra isminin ne olacağı konusunda tartışmaya girmedi.
Osmanlılar ne diyorlarmış?
1-Kostaniyye
2-Stanpolis
3-Desaadet
4-Asitane
5-Darülhilafe
6-Makarrı Saltanat
7- Cumhuriyet ilanından sonra İstanbul olarak değişt
''AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Yenikapı'da bulunan kalıntılarla tarihi 8500 yıl önceye dayanan şehre, MÖ 667'de Antik Yunanistan'daki Megara'dan gelen Dorlu Yunanlı yerleşimciler bir koloni kurdu ve yeni koloniye kralları Byzas şerefine ''Byzantion'' adını verdi.
Kente, 330 yılında Roma İmparatorluğu'nun başkenti ilan edilince Latince ''Yeni Roma'' anlamına gelen ''Nova Roma'' adı konuldu, ama bu isim çok benimsenmedi. 337 yılında İmparator I. Konstantin'in ölümüyle kentin adı onun şerefine ''Konstantin'in kenti'' anlamına gelen ''Konstantinopolis''e çevrildi. Konstantinopolis, Bizans İmparatorluğu boyunca kentin resmi adı olarak kaldı.''
Değerli yorumcular,
Bazı gerçekleri hasıraltı edemeyiz, gerçeklerle yüzleşmezsek huzurlu bir toplum olamayız.Saygılarımla
Oturmuş İstanbul Boğazına nazlı nazlı
Dayamış sırtını Karadeniz'e şuh bakışlı
Sağ ayağı Avrupa sol ayağı Anadolu
iSTANBUL ANCAK BU KADAR GÜZEL ANLATILABİRDİ,KUTLARIM SEVGİLİ ŞAİR.yuvasız kuş
Ömer Gündoğan ,
Çok teşekkür ederim,selam ve saygılarımı sunuyorum.
Dudakları kiraz rengi gözleri deniz mavisi
Sinesinde barındırır bir tarafında
Sultan Ahmet diğeri Ayasofya Camii....... Harika bir şiir okudum kaleminiz daim olsun ilhamınız eksilmesin.Tebrik ederim.Ah istanbul her yerin tarihti senin Şimdi neredesin.
Sayın Bülent Arkan yorumunuza teşekkür ederim,selam ve saygılar.
TÜM YORUMLAR (36)