.
şarap şıp dedi dilime
halime güldü
dilimin sürçmesine
1-
geceleri fabrikada çalışırım
içime vardiya katarım
şarabın çengisiyim
kızıl akşamların ince yayı
saki olurum
sakinim
çok uzaklardan gelirim
usul usul çalarım kubbeden dolunayı
siz bakmayın halime’ nin gülmesine
mayhoş meyhanelere boşaltırım
içimdeki maşrapayı
2-
ama benim bir derdim var
dert değil
adı halime
onun derdi bin beş yüz
benimki halime
ikisini toplasam
toplayamam ki
denedim yüz kere
çarpamadım
bölemedim
kendimi de
o’nu da ikiye
iki gözümün ikisiyle baktım tenhalarına
kemgöz kovaladım
kanat taktım ayaklarıma
3-
bir gün çektim karşıma
bak kızım dedim
bak halime
iş aramaya çıkınca sabahın köründe
mahallenin bakkalına şöyle bir baktın mı
sıcak ekmeklerin arasına tereyağı gibi eriyip
eğrin eğrin yürüdün mü yolları
fırıncının küreği gözünü çıkaracakmış az daha
allım allım kızarmış yüzü
sen veresiye isteyince
kapıcıların yüzü önünde
4-
kabataş’a yük taşır babası
mapusluktan sayar bunu
her gün kaç kere inip çıkar
yüksek kaldırım yokuşunu
hayatın hakimi karar vermiş
kırmış kalemi
umarsızlıklar içinde
böyle bellemiş kaderini
tek zarar gelmesin /der/
el alemin mülküne
zeval görmesin memlekette
evlere ekmek götüren
bu yüzden kendi ipiyle sarar
ve kendi elleriyle bağlar denkleri
sonra ver elini
elleş gitsin
bekler Anadolu köyleri
5-
şimdi ben nasıl derim böyle bir adama
bu kızın gözü var dışarılarda
ver şu kızı bana
çalışıyorum işim gücüm var benim
inan
üzüm eziyorum bir fabrikada
duydum halimeyi istermiş erzincan’lı bir kasap
/ama o kasap evli, davar besler karısı, Refahiyeli /
o kasap var ya o kasap
bir bıçak bir alçak
kabarık defterlerinden daha ne haltlar çıkaracak
kuma alacakmış halime’ yi
teresin niyetine bak
dükkandı
kandı
kurbandı
öyle ya
bir kadın yeter mi istanbul’a
bir kadın daha gerek
davarların kıçını temizleyecek
6-
safinaz’ı bilmiş olmalısın
kapıcı kasım’la temizlikçi asiye’ nin kızı
kasım’da geldi senin gibi iştahlanarak
bu düzeni muazzamanın
bu düzeni palavranın ihtişamına kapılarak
rüzgar seni de kattı önüne
ne asiye’ ler
ne halime’ ler sermaye
dahli olmazsa Kasımların düzene
7-
bu şehrin kıyısında ölüm oturur
ölümü tanırsın çaresizlikten önce
kömür alırsın
bulgur alırsın
yağ alırsın ölümden
sonra ölümü beklersin günlerce
hükümsüzdür
cebinde taşımadığın kimlik
kapı numaran
seferberlik numaran
vergi numaran
sağlık karnen
soyun sopun
sülalen
beş nüfus
beş başın
hükmü yok hepsinin
hükmü yok
örgütsüz vatandaşın
8-
sevmedim hiç kimseyi halime kadar
halime’yle yatıp halime’yle kalktım meşe kuytularında
çingenesiyim şarabın
bir de halime’ nin
halime’ yi düşünerek kapattım ağzını
tüm şarapların
şarap şıp dedi dilime
halime güldü
dilimin sürçmemesine
Bitmeyen Şiirler: Satırbaşı notları'ndan - 1987
Nevzat KırkpınarKayıt Tarihi : 27.5.2010 01:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nevzat Kırkpınar](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/05/27/adi-cikmis-halime-ye.jpg)
kokusu geliyor istanbulun
olayların
yüreğine sağlın şair
okunası dizelerinde olacağım
erdemsizliğin erdem olduğunu
nede güzel anlatmışsın
yüreğine sağlık usta
TÜM YORUMLAR (4)