Bil ki doğu ile batı
Uç iki zıt uç İsmail
Durma hadi sür şu atı
Uç rüzgarla uç İsmail
Bekleme hiç tan vaktini
Çaresizce beklerim, çık gel hadi nerdeysen
Hasret ki bir kör bıçak, bak ellerim kanıyor
Haber sal da bileyim, sağ salim bir yerdeysen
Yeis harlı bir ocak, hayallerim yanıyor...
Gökkubbede uçarsın da
Ondan öte uçamazsın
Tüm beşerden kaçarsın da
Kaderinden kaçamazsın
Hoş geldin evine ey şems-i nurum
Can parem öteki yarım hoş geldin
Ruhumun aynası fikr-i sürurum
Sevgilim, cananım, yarım hoş geldin...
Cemalin seyredip bakındığımsın
Adın batsın senin boyun devrilsin
Gözlerin kör olsun dilin kurusun
Her yanın irinli dertle çevrilsin
Kurt düşsün yarana elin kurusun
Adam dürüst olacak hep sözünde duracak
Ağzı gevşek olanla, döneklerle işim yok
Mangal gibi bir yürek, hep hak için vuracak
Ruhu yavşak olanla, sineklerle işim yok.
...
Hayat dediğimiz şey, Yaratanın "OL" emriyle "ÖL" emri arasında geçen sayılı nefes süremiz değilmiydi ki...
Kurşunlar sıkıldıkça insanlığın şakağına
Her kurşunda bir çocuk düşüyor Halep’in sokağına
Yağmurlar yağıyor gökten çise çise
Dökülen kanı yıkamak istercesine
Masum kanı azizdir
Çiğnenmesin dercesine...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!