Dışarda kavga edercesine esen bir rüzgar var bu akşam
Nefes almadan yağıyor yağmur
Kuru bir yer arama telaşındayken kediler, köpekler
Ağaçlar sarhoş olmuş
Kış bu gece karakış
Ellerim, dikenli dallardan yapılmış kelepçeli, tutsağım
Gücüm tükenmiş yıkık bir yanım
Kırık dökük bir rıhtımda dalmışım uzaklara, sensizlik buram buram ruhumda
Körkütük aşığım, aylardan Kasım
Yere düşmüş sararmış bir yaprağım
Şu kirlenmiş dünyada bir sen varsın duru kalan
Notasız bir şarkı gibi unutulan
Garip bir kuş gibi ağaçtan ağaca konan
Sen varsın kumralım
Oturup izlemek saatlerce gözlerini
Mayın tarlasında koşuyorum umutsuzca
Her adımda ölüp sonra yeniden doğuyorum
Sırtımda acı günlerden yapılmış bedenimi geriye çeken paslı bir kanca
Oysa sadece sevmek istemiştim insanca
Umudun kalmadığı bir yerdeyim yorgunum
Çöllerin ortasında bir damla sana hasret kaldım
Vahamsın serabımsın,
hayalim, gerçeğimsin,
benimsin
seni sordum kum tanelerine
tek tek her bir kum tanesine seni sordum
Uzak diyarlardan,
karanlık bir bulutun getirdiği yağmur altındayız.
Simsiyah su damlacıkları yağıyor üzerimize.
Nereye kaçsak, kime sığınsak?
Bilemiyoruz...
Bilinen tek gerçek
Sen aramıza karlı dağlar koyarken
Ben yandım, kül oldum
Dumanım karıştı bulutlara
Gezdim, kıta kıta,ülke ülke
Kutuplarda kar oldum
Hindistan’da muson
Hayatın külleri uçuşuyor gökyüzünde
küçük korkular vuruyor yüzüme
üşüten bir serinlik eserken
hiç bilinmedik bir şarkı duyuyorum
dilini bilinmediğim sözleri olan hüzünlü bir şarkı
ruhum kaçmaya çalışıyor kafesinden
Sonbahar dökülmüş ağaçlardan
Gece uzanmış yıldızlara
Karanlık bir ürperti uçuşuyor
Üşümüş yüreklerde
Güneş uyandı
Toprak uyandı
Ağaç uyandı
Kuş uyandı
Çiçek, böcek her şey uyandı
İnsan uyanmadı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!