Nefesi kesilene kadar yoğurduğu bir demir
Kara ve vıcık vıcık
Sulandırılır yanında atılan voltalar
Açsın ellerini bakın süslerine
İki labirent saklı gülümser
Biri kumu çakıllı bir aşk filmine
Diğeri köprücük kemiğine saplı duran bıçağa
Bir şahin süzülüşü sesi koltukaltlarımdan kaldırıyor beni havaya
Vurun sazın tellerine dövercesine bir güfte yazıyorum
Sorun ona neyi taşıyor benim bırakıp kaçtıklarımdan
Sersemleten ada rüzgarlarına kaldı
Gözlerinde çakalların leşe saldırışı üzerime
Bölünmüşlüğünü satıyor fahişe satanlara
Adayı bırakalı çok oldu sert fırtınalar bile yalnızlık taşıyor
Hayvan gibi soluyor nefreti yelkenlerime
Varsın solusun
(08 Ekim 2003 Çarşamba)
Ahmet ÖztürkKayıt Tarihi : 20.10.2003 02:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)