geleceğimiz yoktu sanki
ama o günlerde...
çocukça kavgalarımız sokaklarda
yarınlar yan gözle bakamazdı
ne dünümüze ne bugünümüze
ayaklarımız deli yağmurların içinde
ebem kuşağı boylu pencere öykülerine
bilenirdik
gittindi sanırım
öğlene doğruydu
ağzın burnun kan içinde
sadece umursamadığın hayata
son bakışın gözlerinde
hiçbir oyuna inanmaz
hiçbir kural tanımazdın
nah sana! der gibi
açık kalan gözlerin alaycı alaycı
bakarken göklere
son bakışınla sobeledindi hepimizi
arkadaşın biri pezevenk oldu
diğeri marangoz
en sevdiğin şahsiyetimiz
terfi etti çıraklıktan kalfalığa
bense hala kaçıyorum be gözüm
suç bende değil baltada
hayat o kadar dar ki
giremiyorum içine yoldaş
zira sap olamıyorum bir türlü
o boktan güya en keskin yanına...
kaçıyorum hala
o zamanlar annemden ve okuldan kaçardım
şimdi herşeyden...
senden sonra E'yi allahsızın birine
verdiler mi sattılar mı anlamadık
hep akşama doğru yağmurlarını izlerdi ya garibim
soğuk
aynı o bakışlarla
gözü arkada ayrıldı anasından
sonradan intihar ettiğini duyduk
gözlerini manasız ve boş boş
bir dikmiş badanasız evin
bol mucuklu sinekli ve yakın tavanlarına
üç beş gün aç kalmış güya bir şey yememiş
bir yummuş gözlerini
bir daha açmamış...
kimi çıkardında* hep seni çıkarırdı ya kızcağız
sen de ömründen mi çıkardın kızı lan be kaptan
gene fazla uzatmadı sözü anlayacağın
mat bakışları delikanlı duruşuyla
kaldı yüreklerimizde...
ne sen fareli incir ağacının altına
gösteri mahiyetinde çişini yapacaksın artık
ne o senin bed soykanın üzerine
sözüm ona kaynar su dökecek
anladık kaptan anladık
en azından o kadar akıllandık artık
güya altobelli'ydin** ulan kitapsız
erken alındın oyundan
bari kırmızı kart görseydin
kırsaydın yaramazın birinin kalbini
sonra lora'na*** kavuşur
büyütürdün parlatırdın onun mat yeşillerini
hala yedeğim kaptan
'oyun' denen şu bombok oyunu
izliyorum yakından
ve kavrayamadım bir türlü kurallarını
as olmaya da hiç heveslenmedim
demiş ya okumuş yazmışın biri:
'hepimiz aynı bokun içindeyiz
ama derinliklerimiz farklı'
aynen öyle be allahsız yiğidim...
'yıldızı bol olanın hayali de öyle bol oluyor ki
damda yattığımız gecelerde
mis gibi ağustos kokulu cibinliğin içinde
bir ben uyumazdım
hayallerim o kadar çoğaldı ki
sığmıyorum ben bu hayata
ne sabahına ne akşamına uyamıyorum
gideceğim
kendi samanyolum kendi yıldız ormanımla
kendi yalansız göğümle...'
uğurlar ola kaptan...
not:kuşçu'nun kahvesinden yeni bir öykü...(Adana şiirlerimde...) eski Adana mahallelerinde...ara sokak kahvelerinden birinde...onlar anlattı...ben yazdım...devamı var tabi...elbette...
*:çocuk oyunlarında ebeyi seçmek için bir tekerlemenin sonunda söylenir...'kiimii çııkaardıınnn...'herkes en sevdiğini çıkararak ebe olmaktan kurtarır...yeni aşklar maceralar filizlenir...
**:82 dünya kupasında italyan golcü yıldız.
***:küçük ev adlı dizinin ana kahramanı akıllı kız...erkek çocuklar ona hayrandılar...herkesin sevgilisinin de mutlaka lora'ya benzeyen bir yanı çıkardı...
Kayıt Tarihi : 30.8.2009 04:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!