Adamlığın Formülü Şiiri - Cihat Şahin

Cihat Şahin
3505

ŞİİR


103

TAKİPÇİ

Adamlığın Formülü


Adamlığın Formülü
Ademlere, benzese de suret ’in
Sırf suretle, mümkün olmaz adamlık!
Son Nebiye, benzemeden siret’ in
Senin hakkın, olur ancak nadan’ lık!

İslam’dayken, kamilliğin enleri
Ne ararsın, yad ellerde, başka en?
Cem etmişken, bu din gerçek dinleri
Sen bu dini, hazmetmezsin de neden?

Doğrulukken, din-i Hakkın bir şartı
Neden yoktur, bu hasletle alakan?
Eğrilikken, hayatında her artı
Neye yarar, olsan bile han hakan?

Ele güne, taslıyorken dindarlık
Niçin akar, paçalardan rezillik?
Hep yaparken, dindarlara kindarlık
Taslar mısın, hala halka vezirlik?

Münkirlikte, sol çekerken kafire
Niye hala, geçinirsin de mü’min?
Balıklama, dalmış iken küfüre
Sanır mısın, kabul eder seni din?

Tağutlara, ilah gibi taparken
Asla, kat’a, olamazsın bir mü’min!
Felsefeyi, gerçek dinin yaparken
Diyemezsin, “Oldum Hakka ben teslim”!

Müslümanlık, sırf laf ile olmazken
Sen kendini, erenlerden sayarsın?
Amelsiz kul, hak rızayı bulmazken
Sen ne için, o kullara uyarsın?

Olmak için, Hak katında has adam
Her hususta, uyman lazım Resule!
Ve ederek, kem huyları sen idam
Olman lazım, hep müstakim nas ile!

Cihat ŞAHİN
28.05.2024-İZMİR

Cihat Şahin
Kayıt Tarihi : 28.5.2024 04:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Bay Çakıroğlu! İslam dininde asla "Ben dedim oldu ve ben yaptım oldu" felsefesine yer yoktur. Çünkü onun değişmez kıstasları vardır ve bunları da belirleyen bizzat o dini gönderen Allah ve onu bize şerh edip tebliğ eden Resulullah'tır. Her Namaz'ın bir giriş ve bir de çıkış vakti vardır. Bu vakitlere uymadan eda edilen namaz kabule şayan değildir. Çünkü ilahi takdire muhalefet söz konusudur.

    Hem "din konusunda bir yetkinliğim yoktur" diyorsunuz hem de bu mevzularda size anlatılan ve aktarılan ayet ve hadislerin hükümlerini kabul etmezsiniz. Bu yaman çelişkidir Vezir bey?

    Bu fakir kaçlar defa, kaynak göstererek "Benim hayatıma ölçü yaptığım ve başkalara aktarıp tavsiye ettiğim ölçüler, kendi görüşlerimin mahsulü değil, Allah'ın ve Onun Resulünün kudsi kaideleridir" derken, siz hala sanki onlar benim felsefelerimin ürünü imiş gibi davranıp olmadık ithamlarda bulunuyorsunuz ki bu akıllara zarar bir davranış tarzıdır.

    Sizin o sayıp meth-ü sena ettiğiniz şahışların bir kısmı ( Pir sultan Abdal, şah kulu ve benzeri gibileri) Anadolu'da Şah İsmail gibi şiilere ajanlık yaparak çeşitli isyanlara imza attıkları için onları takdir değil ancak takbih ve telin ederiz. Öteki saydıklarınız da Allah'ın indirdiği hak Din ve diyanetle alakalrı olmayan tam tersine o dinin düsturlarına ve de tabilerine sataşan solak takımıdır. Allah, bize Kur'anın kaç tane ayetinde sağcı olmamız ve solculuktan imtina etmemizi salık verirken biz niye cehennem ehli olduklarını bizzat Rabbimizin bildirdiği şahıslara muhabbet besleyelim ki?

    Yeryüzünde tek gerçek mürşid vardır o da Allah'ın son hak kitabı olan Kur'an'dır. Çünkü insanları Allah'ın istediği manada rüşde erdiren sadece o ilahi mihenklerdir. Hem gaybı bilen yalnızca Allah iken siz nasıl oluyor da, bir kısım din diyanet düşmanı şahsa mürşid-i kamil diyorsunuz? Kimin mürşid kimin müfsit olduğuna ancak Allah karar verir ve bu konulardaki binlerce ayetlik açıklamalarıyla zaten işin gerçek mahiyetini bize bildirmiştir.
    "ELDE KUR'AN GİBİ BİR BÜRHAN-I HAKİKAT VARKEN, BAŞKA BÜRHAN ARAMAK AKLIMA ZAİT GÖRÜNÜR. ELDE KUR'AN GİBİ BİR MUCES-İ BAKİ VARKEN MÜLHİDLERİ İLZAM İÇİN GÖNLÜME SIKLET Mİ GELİR?"
    Kimin mü'min kimin müfsit ve kimin münkir olduğunu bilmek için fazla uğraşmana gerek yoktur Vezir bey. Çünkü bunların değişmez ölçüleri bizzat Rabbimiz Teala hazretleri tarafından 1500 sene önce müslümanlara Kur'an ayetleri ve Resulullah'ın sahih hadisleri ile bildirilmiştir. Biz bu iki dini kaynakta geçen kıstasların dışında başak kaynak ve kıstas kabul etmeyiz vesselam!
    Eğer bana diyeceğin bir şey varsa, bunu mutlaka bu iki kaynaktan alacağın ölçülere göre yapacaksın ki onlar da Muhkem ayetlerin ve sahih hadislerin beyanlarıdır Vesselam!

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Hala yalan söylemekte ısrar ediyorsun bay provokatör yalancılar kralı! Yahu, yatsı namazıyla sabah namazının cem edildiği nerede görülmüş te sen bunları cem ederek kılıyorsun? Birisin vakti gece yarısı biterken diğerinin vakti ikinci tan vakti olan şafak vaktinde giriyor. Namazın şartlarından birisi de vaktin girmesi olduğuna göre sen bu işi yoksa sadece rüyanda mı yapıyorsun?

    İkici kuyruklu yalanın da, "Hiç kimseyi dini görüşlerinden dolayı eleştirmedim" iddianızdır. Yahu biz seninle hiç durmadan niçin tartışıp duruyoruz? Elbette ki, senin kör inadın ve bilmediğin konularda ahkam kesmeye kalkman yüzünden. Biz, her iddiamızı ayet ve hadis ile ispat etmemize rağmen sen bunları kabul etmeyip,- haşa- bizim görüşümüz olduğunu iddia edip, eleştirmeye kalkıyorsun.

    Biz, Kur'an ve hadis kaynaklı gerçek İslam'ı savunuyor ve onunla amel edilmesini salık veriyorsuz ama sen, bizim aktardığımız gerçek İslam'ın hükümlerine karşı çıkıp onun yerine ya kendi zanlarını ya da başka sapık ilahiyatçıların zanlarını dine yerine ikame etmek istiyorsun. İşte bütün niza buradan çıkıyor.

    Gerçek İslam'ın her sahada hüküm ferma olacak hükümleri vardır ki bu hükümleri veren bizzat Allah ve Resulüdür. Kim bu İlahi hükümleri beğenmeyip de onların yerine kafirlerin ve fasıkların görüşlerini savunursa o ya cahildir ya gafildir ya da haindir! Her halukarda da görüşleri kabule şayan değildir ve şiddetle reddedilmelidir. Yoksa gerçek bir müslüman olmak söz konusu olamaz!

    Bizim sergilediğimiz tavırların tümü de daha önce de izah ettiğimiz gibi, Kitabi ve Nebevi kıstaslara dayanır. Bunlar senin gibi din bilmez ya da bildiği halde işine gelmezlerin hoşuna gitmeyebilir ama, dinin kadim hükümleri senin ve yandaşlarının görüşlerine göre asla tebdil ve tadil edilmezler. Çünkü Allah'ın dini kıyamete kadar baki hükümler ihtiva eder ve devre göre şahsa göre ve de keyfe göre değişiklik arz etmez. Eğer böyle bir değişikliğe gidilirse o Allah'ın dini olmaktan çıkıp, bir felsefi yoruma dönüşür vesselam. Onun için hevanı ilah yapmaktan vazgeçip bu Allah'ın dinine adapte olmaya çalışsan iyi olur. Yoksa helak olanlar kervanına sen de katılırsın bilesin!
    B

    Cevap Yaz
  • Cihat Şahin
    Cihat Şahin

    Yalanlarının hayrını görme iyi mi bay yalan tüccarı Vezir, nazır her ne isen?
    Yalan bir: Ben o şiiri bu gün sabah namazına bir kaç dakika kala sayfama koydum. Yatsı namazının vakit ise gece saat on ikide dolmuştu. Yani sen yine aynı münafıklık alametlerini ifa etmekte ısrar ediyorsun. Zira hadis-i şerife göre , Münafıklığın en bariz alametlerinden birisi, koşunca yalan söylemek. İkincisi: Emanet hıyanet etmek. Üçüncüsü, söz verince sözünde durmamak ve dördüncüsü ise, Birisiyle hasımlaştığı zaman, devamlı surette hasımlığını arttırıp düşmanlığını devam ettirmek. Sen birinci şartı aynen yerine getiriyorsun. İkinci şartı da aynen yerine getiriyorsun çünkü, Allah'ın hayırlı işlerde ve salih amellerde kullanmak için emaneten verdiği duygu ve organlarını, batıl şeylere alet edip emanete ihanet ediyorsun. Üçüncü şartı da hiç eksiksiz üzerinde taşıyorsun. Yani Allah'a ve insanlara dürüst olacağına dair sözler vermene rağmen, her türlü yamukluğu icra ederek bu konuda yılanları bile soluyorsun. Dördüncü şartı üzerinde gayet net olarak taşıdığın zaten gayet zahir olarak ortada.
    Necran papazları Resulullah'ın peygamberliğini yalanlamak ve onu kendilerince mars etmek için 80 kişilik bir heyetle gelmişler ve bir hafta boyunca tartışıp durmuşlar. Resulullah -s.a.v- (ıpkı senin yaptığın gibi ?bunların küfr-ü inadilerini görünce sıkılmıştır. Bunun üzerine Allah-c.c- bunlarla lanetleşme ve yeminleşme yapmasını emretmiş ve Reslullah yanına kızı Fatımayı ve damadı Ali'yi ve de torunları Hasn ile Hüseyin'i alarak bunlara kimin doğru söylediğine dair yeminleşme lanetleşme teklifinde bulunmuştur. Papazlar arlarında konuşup bu işin büyük tehlikesini yani yalan söyleyenlerin helak edilme ve lanetlenme tehlikesini görünce kıvırmışlar ve Cizye vermeyi kabul ederek memleketlerine dönmüşlerdir Olayın mahiyeti budur bey yalan tüccarı. Ben de sana aynı şeyi teklif ediyorum: Eğer ben dini konularda yalan söylüyorsam, Allah'ın ve meleklerinin ve de lanet etme yetkisi verilen cümle mahlukatın laneti benim üzerime olsun ve Allah beni ikia cihan da da rezil rüsva etsin! Ama eğer sen dini konuları saptırıp yalan yanlış bilgilerle halkı ve yanıltmaya çalışıyorsan, Allah ve meleklerinin ve bütün lanet edicilerin lanetleri senin üzerine olsun ve Allah seni iki cihanda da rezil rüsva etsin aminnnn! Haydi eğer dediklerinin doğru olduğuna ve benğm dediklerimin yalan olduğna dair iddialarında samimi isen bu beddua ve lanetleşemeye sen de amin de olay bitsin!

    Allah'ı 99 isminden bir kısmı Celali bir kısmı da Cemalidir ki bunların yeri geldiğiğnde muktezalarıda farklı farklı oluyor. Yani, kendi dostları olan müstakim, muvahhid, muhlis, muslih ve muhsin kullarına Cemail isminin muktezası olan, hilm ve rahmetle muamele ederken, Dinine, kitabına ve bu dine muhalefet ve de düşmanlık yapan münafıklara, müşriklere, ve kafirlere Celali isminin muktezasınca davranarak onlara gazabının tezahürleri olan çeşitli belalar, afetler, musibetler, felaketler ve azaplarla muamele eder ki, bunların Kur'an'da onlarca örneği vardır. Bize düşen de Allah'ın/Kur'an'ın ahlakı ile ahlaklanarak şahısların tavırlarına ve tutumlarına göre tavır almak ve onlara hak ettikleri tarzda hitap etmektir ki Allah buna "ALLAH İÇİN SEVİNİZ VE ALLAH İÇİN BUĞZ EDİNİZ! " emriyle bizzat onay vermektedir. bunun tam tersini yapmak ise münafıklık alametlerinden olan yalakalık ve riyakarlık olduğu için biz asla o şeklide davranmayız.

    Allah'ı rahmeti, bereketi ve iki cihan saadeti ona gerçekten iman edip, emirleri doğrultusunda yaşayayıp cümle yasaklarından da kaçınan ve de bunları başka kullarına tebliğ eden mü'min ve mülümanların üzerine olsun amin!

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (3)

Cihat Şahin