Adamın Biri Şiiri - Cevat Çeştepe

ADAMIN BİRİ
(Kız Kulesinin platonik aşıklarından)
.

ADAMIN BİRİ esasında İstanbul’un en ağır delikanlısı Galata Kulesinin korumalığını yapıyormuş….
Nice yangınlara., nice yıkımlara karşı hep onun yanında olup ., göğsünü siper etmiş ve onunla beraber karşı koymuş., sonuçta ikisi de yıkılmamış., bugüne kadar ayakta kalmışlar…
…
Ama bir gün Galata kulesi ADAMIN BİRİ’ni yanına çağırmış ve demiş ki :

---Beni bırak ve git Kız Kulesi’ne göz-kulak ol… Ne bir dalga vursun kıyısına ne bir kuş dolaşsın etrafında … Mevzuyu biliyorsun…, Anladın değil mi … Bundan sonra sen onun koruması olacaksın …

ADAMIN BİRİ mevzuyu gayet iyi bildiğinden anlamış elbette…, Patronunun Kız kulesine yüzlerce yıldan bu yana derecesi hiç düşmeden süre gelen platonik aşkını bilmeyen zaten yokmuş … Ona zamanında Hezarfen Ahmet Çelebi vasıtasıyla yerine ulaşamayan ama aşkını bütün açık yürekliliği ve derinliği ile anlatan bir mektup gönderdiğini (ki o söylemiş ADAMIN BİRİ yazmış o mektubu) herkes gibi o da çok iyi biliyormuş…
Bu arada o mektup neden yerine ulaşmamış… Ahmet Çelebi hızını ya da mesafeyi mi ayarlayamamıştı yoksa mektubun Kız Kulesinin eline geçmesini mi istemiyordu… Bu tarafı pek bilinmez değilse de ….

ADAMIN BİRİ ., ‘Emredersiniz patron anladım’ demiş ve görevi kabul etmiş…
Ama emir .., demiri bir yere kadar kesiyordu…
Kız Kulesine doğru yola çıkmış…
Üstüne bir de terk edilmişlikler binen Salacak iskelesinin derin iç çekişlerini duymazdan ., saklamaya çalıştığı gözyaşlarını da görmezden gelerek ve patronun söylediklerinin aksine dalgaları altına., kuşları üstüme toplayarak yeni görev yerime gitmiş…
ADAMIN BİRİ ne pahasına olursa olsun Kız Kulesini denizsiz ve kuşsuz bırakamazmış…
Tabi bir de…….
Şimdi size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama …
ADAMIN BİRİ de yüzlerce yıldır Kız kulesine ., aynen patronunun olduğu gibi …………..
Neyse…
Bu hikaye buraya kadar…
. . ,
Ben şimdi ADAMIN BİRİ maskemi ve giysilerimi çıkarıp kutlama töreninin yapılacağı meydana geçeyim…
. . .

GALATA KULESİNİN VE KIZ KULESİNİN (ve benim ve tabi Ahmet Çelebi’nin ve Salacak İskelesinin ve onu malum nedenlerle terk eden şehir hatları vapurlarının da) ., SİZLERİN VE YÜREĞİNDE SEVGİ TAŞIYAN HERKESİN
(her gün olduğu gibi adı böyle konmuş bugün de) SEVGİ GÜNÜNÜ .,
‘SEVGİLİM’ DEDİKLERİNİZİN DE SEVGİLİLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM …
.
Not: Sevgiliye verilecek en güzel hediye ona yürek bahçenizden kopardığınız ., fal bakmayı sevmeyen bir tek papatya eşliğinde yürekten ‘seni seviyorum’ demektir… Böylece Kapitalizmin tüketimi kırbaçlayıp-coşturma çabalarına da avucunu yalatmış olursunuz…
İşte bakın ., ben şimdi öyle yapıyorum ..
Bu papatya senin için .,
‘SENİ SEVİYORUM CANIMIN İÇİ’
.
(C.Ç)