Adam evine girerken son bir kez arkasına dönüp ay ışığına baktı umarsız ve esrik gözleriyle.
Anahtarı çevirdi ve evindeydi artık. Perdeler açıktı, içeriye giriyordu sokak lambalarıyla sevişen ay ışığı. Mutfağa girdi önce ve dolabı açtı, baktı; şarabı soğumuştu. Ev sigara kokuyordu salona girerken.
Adam hırkasını çıkartıp attı koltuklardan birine. Sonra evde kapısı kapalı olan tek odaya yürüdü. Zaten kaç oda vardı ki?
ve kaç şişe şarap?
ne kadar olduğunu hatırlayamadığı savaşlardan çıkmış gibiydi, ne zaman bittiği belli olmayan yazılar gibi
paradokslardan açılan paradoks
tünellerdeki tünel gibiydi. bir tutam akasya çiçeği çocukluğundaki, havaya atıp dönerek düşmesini seyreden
veya bitirilmeyi bekleyen bir bardak gibi, içi gittikçe boşalan
veya istanbul' un ara ve karanlık sokaklarında ip atlayan bir kız çocuğu,
şiir gibi belki de
bu satırları okuyan adam gibi..
Adam perdeleri kapattı önce sonra yüreğini açtı önündeki sayfaya, elinde kalemi
yazmaya başladı: Adam evine girerken son bir kez arkasına dönüp ay ışığına baktı umarsız ve esrik gözleriyle...
Yalçın ÖZÇELİK
Yalçın ÖzçelikKayıt Tarihi : 4.2.2004 02:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!