ölümüNe severdik düş söküğü gerçekleri
kıyardık birbirimize parmaklarımızdan
sen beni bilirdin gülümserdin içinden
bense ta dışımdan dışımdan
azalıp azalıp çoğalırdık bereket gibi
ben seni bilirdim yıldırım geçerdi yüzünden olur olmaz
olur olmaz yağardın yAryüzüme
ah nasıl aldanırdım sonra bile bile
beklerdim duraklarda simit çay
bir matbaadaki bozuk harf gibi
takılırdık* sustuğumuz saatlerde
giderdik
zamanın
fütursuzluğuna bakmadan...
gelirdik
gelirdik bıkmadan...
Kayıt Tarihi : 22.8.2022 17:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi:
*Klişenin, yani matbaada harflerin ve resimlerin basılması için hazırlanan metal kalıbın bozulması
gelmeler
yalnızların yegane hem kaderi, hem kederi
esenlikle
zamanın
beğeni ile okudum
Hani öyle kurmaca değil,
Yora yora,
Dura dura,
Arada bir yoklardık,
Kim kime,
Nereden nereye...
Vara yoğa
Olura olmaza...
Derken,
Kim adam, kim değil
Kim öle, kim kala....
Kimin yüzünde yağmur,
Kim yıldırımdan geriye kalmış,
Yıpranmış,
Ağarmış kim kime...
Ne bileyim,
Gözümün önünden geçiverdi yıllar...
Şiir gibi işte...
Tebrikler Feriha Hanım..
TÜM YORUMLAR (6)