Birisi geldi,
Dalımızı kırdı.
Birisi çiçekleri kopardı,
Diğeri kaşıkları fırlattı,
Öbürü yatak odasına daldı.
Bir de baktım salonda,
Televizyon kumandası yoktu,
Sürahinin içinde yüzüyordu.
Bardakların tamamı tuz buz olmuş,
Tabaklar paramparça,
Bu daha büyük bir şoktu.
Öyle gerilmiş ki adamlar,
Sanki mafya babası yakalıyorlar.
Gerilimi,
Tansiyon aleti bile ölçememiş,
Sonunda infilak etmiş.
Kitaplara dokunmamışlar,
Şaşırdım kaldım.
Sordum en sevdiğim kitaba,
Dilin den anlamamışlar.
Sadece büyük mühendisler kitabına,
Kocaman bir çarpı atmışlar.
Hele biri vardı,
Dana yutmuş piton gibi şişmandı.
Gözleri çakır çakır,
Tosya bıçkısının hançerli dişleri gibi,
Karanlıkta parlıyorlardı.
Ayrıca,
Saatin ayarını bozmuşlar.
Ampulleri karartmışlar,
Masaya bir not bırakmışlar.
Bu ülke bizim,
Var olan her şeyi alırız,
Alamazsak kırarız,
Kıramazsak yakarız diye,
İmza da atmışlar.
Sonun da çıkarken,
Nede olsa Müslüman kardeşiz,
Hakkınızı helal edin,
Daha çok görüşürüz,
Diyerek uzaklaştılar.
Bir hafta sonra,
Cenazeye gittim,
Bir kadim dost için,
Yüreğim dağlanıyor.
Baktım,
Piton orada için için ağlıyor,
Beni görünce şaşkın,
Avaz avaz bağırıyor.
Abim; içim yanıyor, içim yanıyor,
Bedduamı ettin bana,
Hakkını helal et demiştim sana,
Görüyorsun aha,
Bundan kötüsü var mıdır daha,
Dedim ki ona,
Emri verenler yok burada,
Zulüm gören yanında.
Bundan kötüsü,
Vicdansız adalet,
Adaletsiz zulüm,
Hesapsız ölüm.
O da şimdi burada,
Karşımızda...
Hasan Arpacı, Üsküdar
Kayıt Tarihi : 5.6.2022 08:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!