ADALET ŞİİRLERİ

ADALET ŞİİRLERİ

Halk seçerse unutulur
Rant yapılır uyutulur
Milyonlara kılıf bulur
Mizansız mı bu adalet?

Memlekete yok bir çaba
İyi dedik çıktı kaba
..

Devamını Oku
Samet Yılmaz 2

Bir evladın acı kaybında,
Suçsuz annenin göz yaşında,
Düşmek gurbete bir kan uğruna,
Adalet için son soluk.

İnsan bütün canlıları seve bilirken
Kendi soyundan vazgeçerken,
..

Devamını Oku
Duran Özaydın

Bizim hukukçuya bir sual sordum,
Dedi: “karıştırma namusu, ar’ı.”
Çaresiz dul ile eğlenir gördüm,
Al sana adalet, ver kararını.

İşte bir fırsatçı nasıl kararda,
Süslü cübbesini asmış duvarda.
..

Devamını Oku
Halil Çolak

Maalesef ülkede adalet adına bir şey kalmadı,
Zaman olan devran yakanızdan sarılır bir gün.
Haksız olarak affettim diyip katilleri salı verenler,
Mutlaka adalet için sizden hesap sorulur bir gün

Halil ÇOLAK 5.2.2007 aNKARA
..

Devamını Oku
Siyasettin Özaydın

Adalet

Namertler sıralı mehter
Dünya üstüme yıkılır
Adalet Uktesi içimde
Dost değil,ezgi dilber

..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Şerle yatıp kalkıp şerle gezene,
Dur demiyor ezilenler ezene,
Vallahide hayret çarpık düzene,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.

Fakirlik yoksulluk engelden duvar,
Yalakçılar patron sırtını ovar,
..

Devamını Oku
Necdet Erem

Bir devletin devamı ve milleti ile bütünleşmesinde
idaresine ve idarecilerine düşen en önemli vazife;

Adil ve ahlaklı olup, adaleti ve genel ahlakı hayata hakim kılarak, ülke ve millet güvenliğini korumaktır.

Onun için ahlak örneği adalet kahramanı,Hz. Ömer (Ra.) adalet mülkün temelidir diyerek,
geçmiş ve geleceği önünde saygı ile eğilmek zorunda bırakmıştır.
..

Devamını Oku
Hanifi Kara

DEVLETİN DÖRT AYAĞI

Birisi olmadan, diğeri olmaz
Adâlet, güvenlik, eğitim, sağlık.
Bunlardır devleti, ayakta tutan
Adâlet, güvenlik, eğitim, sağlık.

..

Devamını Oku
Tufan Kopuzoğlu

Kimi; yaşar sersefil,
Kimi; ister zarafet,
Kimi; hortumcu bir fil,
Hani, ner de adalet?

Kimi; gider uzaya,
Kimi; hasret buğdaya,
..

Devamını Oku
Halil Çolak

Ben hakkı temsil ediyorum dedin yaptığına şaşırdım
Adalet,adalet dedin yaptığın adaletsizliğine şaşırdım
Sevgi dedin aşk dedin insanları azarlamana şaşırdım
Seni nasıl anlamadı bu arif olan millet. Ben de şaşırdım.

Halil ÇOLAK 2205.2008 Ankara.
..

Devamını Oku
Sevinç Kavuk

Türkiye’nin varlığı ve bekasının paketinden iç ve dış tehditler çıkıyor böyle. Türkiye dünyası aydınlanmacı Göktürk-Oğuztürk-Atatürk tarihi izlerinde, yüce Türk Milleti ulus varlığı ve bütünlüğü ile aynası bile, hep insana yönelen bir yaşam güzelliğinin uygarlığı. Güzel kadın veya erkek, güzellik şikayet reformu veya güzellikleriyle reform ihtiyacı duymuşlar mı?

Buna ‘mutlak’ demek bir olasılıktır. Rölatif bir kavram olan güzellik tartışma dönemi geçirdi, çok da yazıldı, kitaplıklarda rastlanır bu öykülere yönelik kitaplara. Hiç böyle de düşündünüz mü? Kanunlar sanki hep güzellere yapılmış gibi bir kurgu seyriyle, eşitlik ve adalet dengesini yeniden kur emri de ‘güzel’e verdiriliyor bu heveste ve bu hevese. Eşit olmak diye ‘çirkin-güzel’ ayarı aynılaşacak ve adalet (çirkin yönetimi diye ad alacak belki, kim bilir…) suçluların yöneteceği sistemini de kursun diye koruyacak, suçlunun suçu üstletilerek de ‘sen bu suça eşitsin’ diyecek suçsuzlara. Pardon, diyecek de reform terörü düzecek hem de. Adalet sarayımız ‘herkes eşittir kanun önünde’ diyor zaten, bu işte reforma kazandırılacak... Anladınız mı bu ne demek? Ben de anlamaya çalışıyorum zaten…

Adalete darbe yapıyor, kaçakçılık, yolsuzluk hoş bir meslek anlaşılmış ve cezasız bir hürriyet siyasetiyle de hükümet olmanın ‘yola devam’ gebeliğini yüklenmeye dolanıyor. Sosyal güvenlik reformu da yılıştı hemen böyle. Bir çuval kömür gözlülük düşleri de, dişleri de karartıyor. Para dünyayı yönetiyor pisliğini reform fışkırıyorlar yani…

İyi de, buna bir alternatif parti var mı? Bilgisi, ilgisi, ilişkisi ile zengin, hem halktan yana, hem halk ile birlikte ve özgürce yöresini gelişebilen, yöresini geliştirebilmeye yetenekli, becerilerini paylaşıma hareket ettirebilen bir halkın, değişime uğratılacak siyaset olasılığına karşı kendi değerine duyarlığını da önem büyümesini sağlayan kuruluşlarını kendi derleyebilen, iftiradan koruyan ve korunan, yani konuşma ve konuşturma istemi ile hak ve hukuk korunabilen...
..

Devamını Oku
Ulvi Ziya

''Eşeklerin keyfi artar su içerken çalınan ıslık sesinde''...
Laikperestler; her dem boza pişirir, müminlerin ensesinde...
Ey; ''Dünyâda adâlet mülkün temelidir'' diye cart curt ötenler;
Başlar bile özgürce örtülemez,adâlet bunun neresinde? ...
..

Devamını Oku
Fahri Kuyulu

Yine çaresizdi, suskun, sessizdi
Bir sigara yaktı '' adalet '' dedi
Evliydi, babaydı ama işsizdi
İşçilere baktı ''adalet '' dedi

En zor günlerini okurken gördü
Felek talihini sinsice ördü
..

Devamını Oku
Yücel Terkanlıoğlu

İnsanlığın da, medeniyetlerin de gelişimleri uzunca bir tarihi süreç gerektirir. Nasıl ki daha ilkel çağlarda yalnızca ateş ile ısınma sağlanabilmiş ancak zamanla teknolojik ilerlemelerle onlarca ısınma yöntemleri uygulanabilmişse; insanların konuşabilme ve anlaşabilme yetenekleri de özellikle iletişim araçlarının da geliştirilmesine paralel olarak değişime ve gelişime tabi olmuştur.

Şimdiki zamanda içinde bulunduğumuz rahatlıkla, eski zaman insanlarını ve hatta topluluklarını eleştirmek oldukça kolaydır. Lâkin bugünkü değerlerle eleştirmek çok doğru olmayacaktır sanırım. Yazımın çıkış noktası Kanuni’nin Hürrem ile ilişkisinin sadece devşirmelik açısıyla değerlendirilerek eleştirildiği bir yazıya tanıklık etmiş olmamdır. Devşirmenin sevilme hakkını ya da devşirmeyi sevme hakkını yok sayacaksak, kendi sevme ve sevilme hakkımızın da birilerince ve kendi sebeplerince yok sayılmasını da haklı bulmamız gerekecektir.

Şu an Kanuni zamanında yaşıyor olsaydık, bugünkü söylemlerle Kanuni-Hürrem sevdasını eleştirebilir miydik? Her ne olursa olsun, her ne eksikliğimiz ya da yanlışımız olmuşsa olsun; geçmişimize ve atalarımıza acımasızca eleştiride bulunma hakkımız olmadığı kanaatindeyim. Unutmayalım ki, bizden 50-100 yıl sonra dahi gelecek bir kuşak da bizi beğenmiyor olacaktır. Tarihi hatalardan ders alabilmek için acımasızca eleştiride bulunmak şart değildir. Devşirme sevip sevmememiz yalnızca kendimizi bağlar. Sultanlık yapmış birinin söz ve eylemi sırf devşirmelik sistemi nedeniyle önemsiz hale gelebiliyorsa; tarihsel bir önemi olmayan bizim söylemlerimizin nasıl önem arz edebileceğini düşünebiliriz ki? O halde, bizim de düşüncemizi belirtmemiz gereksiz, demektir.

Adalet terazisinin hangi yana kaydığı değil, hangi teraziyle adalet arandığı önemlidir. Yalnız kendi değerlerimizle yargılamak, tek kefeli terazideki ağırlığa bedel biçmektir.
..

Devamını Oku
Yaşar Yaramış

Adaletin olmadığı hiç bir yerde.
Hiç kimse deva bulamaz hiç bir derde.
Adalet mülkün temelidir derler de!
Yine garipler sürünür hep yerlerde.



..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Eşitsizliği eylemli kılan mana anlayışı; aynı eşitsizlikti nedenle adil de olacaktı. Önce kolektifin emek gücü olan üretim nesnelerini ve üretim araçlarını keyfine göre dağıtmıştı. Sonra da dağıttıklarına rızk diyordu. Rızk dediği hakkı, kimi kişilere vermiş olmasına da, kendi deyimiyle adalet üzerine davranma diyordu.

Böylece El, kendi öncesinin adaleti olan ortaklaşma denkliği içindeki sürecin eşitliğini, bozmuştu. Bozulanla oluşan eşitsizliğin de sürdürücüsü de El olmuştu. Yani yeni adalet ya da El’in adaleti kolektif eşitliği bozan ve bu bozulmayı adalet diye sürdüren olmakla, özel mülke meşruiyet, anlaması olmuştu.

El de öğreniyordu. Çünkü El keyfine göre dağıtma yaptığı sonuçtan önceydi. Ve takdirde bulunduğu süreç sonucun ne olacağını da bilmiyordu. Elbette bilmediği sonuca göre de önceden konuşamazdı. Sonuç yansımalar ortaya çıktıkça konuşacaktı. Önce keyfi takdir iradesini kullanmakla keyfi takdirine ‘ben adalet olana göre davrandım’ diyordu.

Tabidir ki bu söylem El mantığı içinde yanlış değildi. El’in adalet dediği şey ilahi sistemin içinde şeytani söylem olmakla çoktandır fikir jimnastiği yapılandı. Fikri söylemler üzerinde algıların oluşmasıydı. İlahi yapı içinde bu türden fikri söylemlerin yapılır olabilme yansıması çoktan oluşmuştu. İlahi düzen ölçeği içinde ortaklığa karşı olanlar, ilahi söyleme göre münafıklardı. El de kendisine karşı olanlara münafık diyecekti.
..

Devamını Oku
Halil İbrahim Yaman

Kızlarımıza adını verdiğimiz,
Partilerimize isim edindiğimiz,
Uğruna dövünüp didindiğimiz,
Adalet öldü!

Özgür ruhun pırıltılı aynasında,
Billur cam gibi kırılıp döküldü.
..

Devamını Oku
Tahir Güngör

Kale gibi sağlam yapılı,
Geniş yüksek, süslü kapılı,
Doğrudan devlete tapulu,
.................. Adalet sarayı.

Başka işleri yok galiba,
Her gün, her an dolu, kalaba,
..

Devamını Oku
Veysel Şimşek

Aç yanında tok kalanda,
Kör kalpli cahil olanda,
İki ayaklı kör yılanda,
Zannetmeki var Adalet.

Hak Adalet terazi tartı,
Kimde vardır böyle dürtü,
..

Devamını Oku
Hanifi Kara

ÜÇ ERK DÖRT KURUM

Devleti ayakta, tutan dört unsur
Adâlet, emniyet, sağlık, eğitim.
Biri eksik olsa, kör/topal olur
Adâlet, emniyet, sağlık, eğitim.

..

Devamını Oku